4. Hukuk Dairesi 2012/19098 E. , 2014/1750 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/09/2012
NUMARASI : 2011/527-2012/421
Davacı C.. A.. vekili tarafından, davalı Başbakanlık ve Ticaret Bakanlığı aleyhine 22/06/2010 gününde verilen dilekçe ile mülkiyetin tespiti istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/09/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 05/02/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava haksız fiil nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.
Davacı, dava dışı H.. R.. ile birlikte satın aldıkları ve müsadere edilen mallar hakkında, Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, satılmayan eşyalar ile satılanların bedellerinin sahiplerine iadesine karar verildiğini belirterek söz konusu eşya ve paranın yarısı oranında hak sahibi olduğunun tespitini talep etmektedir.
Dosya kapsamından,
Sanık H.. R.. hakkında:
Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin T:31/03/1997, E: 1993/17, K: 1997/24 sayılı kararıyla, diğer sanıkların beraatlerine, ancak sanık H.. R..nun, toplu kaçakçılık suçunu işlediği gerekçesiyle, 1918 sayılı Kanun 27/2-3 gereğince, neticeten 8.918 TL APC ile cezalandırılmasına, APC nı ödeyemediği veya ödemede acze düştüğü takdirde, hapse çevrilerek 3 yıl hapis cezası olarak infazına; sanıkla maddi manevi dayanışma içerisinde olan M. C.. A.. (eldeki dosyada davacı) hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği; 7. CD nin T: 23/12/1998, E: 1998/7387, K: 1998/11020 sayılı ilamıyla hükmün onanarak kesinleştiği;
Aynı mahkemenin T: 30/12/2003, E: 2003/311, K: 2003/261 sayılı kararıyla, 4926 sayılı Kanun 4/A-2 ve TCK 102/4, 104/2 gereği, davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, suça konu satılmayan eşyalarla satışı yapılanların bedellerinin hak sahiplerine iadesine hükmedildiği,
Gümrük idaresinin yazılı emirle bozma talebi üzerine, 7. CD nin T: 19/11/2008, E: 2005/1853, K: 2008/20299 sayılı ilamıyla, “Yargıtay CGK"nun 25/12/2007 gün ve 2007/3-272 Esas, 2007/279 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere uyarlama yargılaması infaza ilişkin olup kazanılmış hak ilkesi geçerli olmayacağı cihetle…” kesinleşmiş mahkeme kararı ile mülkiyeti hazineye geçen suç eşyasının ve satış bedellerinin iadesine karar verilemeyeceği gibi, kaçakçılık suçundan açılan kamu davasının zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılması halinde, suça konu zapt altına alınan satılmayan kaçak eşyalar ile satışı yapılanların bedellerinin 4926 sayılı Kanun’un 31/son maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiğine değinilerek bozulduğu;
Sanık C.. A.. (eldeki dosyada davacı) hakkında:
Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin T:31/01/2000, E: 1999/71, K: 2000/4 sayılı kararıyla sanık C.. A.. hakkında, toplu kaçakçılık suçunu işlediği gerekçesiyle, 1918 sayılı Kanun 27/2-3 gereğince, neticeten 977 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, Gümrük İdaresi’nce satılarak paraya çevrilen dava konusu eşyanın satış bedellerinin idare lehine irat kaydedilmesine, satılmayanların müsaderesine hükmedildiği;
Yargıtay 7. CD nin T:15/11/2000, E: 2000/8687, K: 2000/15386 sayılı ilamıyla kararın, ‘hükmedilen para cezası ve nisbi harç ile avukatlık ücretinden, hakkındaki hüküm daha önce kesinleşen suç ortağı Remzi Devecioğlu ile birlikte müteselsilen sorumlu tutularak sanık C.. A.. dan tahsiline’ kaydıyla düzeltilerek onandığı;
Sanık C.. A..’ın müracaatı üzerine, Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin T: 30/12/2003, E: 2003/312, K: 2003/362 sayılı kararıyla, 4926 sayılı Kanun 4/A-2 gereği, yeni düzenlemenin sadece para cezasını öngörmesi, bunun da 5 yıllık asli dava zamanaşımına tabi olması ve TCK 104 gereği, suç tarihi olan 15/04/1992 den itibaren, her halükarda 7 yıl 6 aylık uzamış zamanaşımının dolması nedeniyle sanıklar hakkında açılan kamu davasının TCK 102/4 ve 104/2 gereğince ortadan kaldırılmasına, Gümrük İdaresi’nce satılarak tasfiye edilen eşyaların satış bedellerinin ve satılmayan kaçak eşyaların hak sahiplerine iadesine karar verildiği;
Gümrük idaresinin yazılı emirle bozma talebi üzerine, 7. CD nin T: 17/01/212, E: 2010/8624, K: 2012/712 sayılı ilamıyla, “… suç tarihi olan 15/04/1992 günü ile ilk mahkumiyet kararının kesinleştiği 15/11/2000 tarihleri arasında 765 sayılı TCK nun 102/4 ev 104/2 maddelerinde öngörülen zamanaşımı süresi tahakkuk etmiş …” olduğundan kanun yararına bozma talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda özetlenen hukuki süreç karşısında davacının talebi, ceza muhakemesini gerektiren bir konudur. Dolayısıyla dava ve talebin, ilgili ceza mahkemesinden ek karar veya tavzih kararıyla istenmesi gerekir. Hukuk mahkemesi görevli değildir.
Kaldı ki, yukarıda özeti verilen 7. CD nin T: 19/11/2008, E: 2005/1853, K: 2008/20299 sayılı emsal ilamında belirtildiği gibi, davacının mahkumiyetine ve Gümrük İdaresi’nce satılarak paraya çevrilen dava konusu eşyanın satış bedellerinin idare lehine irat kaydedilmesine, satılmayanların müsaderesine ilişkin, Sivas 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin T:31/01/2000, E: 1999/71, K: 2000/4 sayılı kararının kesinleştiği tarihte, dava konusu eşya ve paranın mülkiyeti hazineye geçmiştir.
Eldeki davaya bakan mahkemenin görevli olduğu kabul edilse bile bu nedenle davanın reddi gerekir.
Açıklanan nedenlerle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.05/02/2014