16. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3234 Karar No: 2018/49 Karar Tarihi: 15.01.2018
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/3234 Esas 2018/49 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, çatışmalara girdiği ve barikat kurduğu belirtilen bir çocuk hakkında kasten öldürme ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından zaman aşımı süresinde işlem yapılması mümkün görülmediğine karar vererek, TCK'nın 302/1, 31/3, 63 maddeleri gereği suçu birlikte işleyenlerle birlikte hareket ettiği için 19 yıl hapis cezasına çarptırdı. Kanunun 302/1 maddesi \"Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak\" suçunu düzenlerken, 31/3 maddesi \"suçun çocuklar tarafından işlenmesi\" durumunda uygulanacak yaptırımları belirtir. 63. madde ise \"suçun niteliğine ve kapsamına göre diğer yasaların da uygulanabileceği\" hususunu düzenler.
16. Ceza Dairesi 2017/3234 E. , 2018/49 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma Hüküm : TCK"nın 302/1, 31/3, 63 maddeleri gereğince 19 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine dair
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Çatışmalara girdiği anlaşılan ve çatışma bölgelerinde barikat kurup nöbet tuttuğu belirtilen suça sürüklenen çocuk hakkında kasten öldürme ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından zaman aşımı süresinde mahallinde işlem yapılması mümkün görülmüştür. Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Oluşa ve dosya kapsamına göre, mahkemenin takdir ve değerlendirilmesinde isabetsizlik görülmemekle tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.