Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda işlemde bulunan alacaklı lehine, sözkonusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara, icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır.
İcra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç üç gün içinde haczi yapması gerekir.(m.79/1) İcra müdürü "borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan menkul mallarıyla, gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı" haczedecektir.(m.85/1)
Gerek İİK.nun 79.maddesinden, gerekse 85.maddenin ifadesinden ortaya çıkan sonuç, icra müdürüne haciz uygulaması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. Gerçektende 79.madde kesin bir ifadeyle icra dairesinin haczi yapacağından, 85.madde; maddede belirtilen yasal koşullar altında borçlunun mal ve haklarının haczolunacağından sözetmektedir. 85.madde sadece; "alacaklara yetecek miktarın" saptanması konusunda icra müdürüne bir takdir hakkı tanımaktadır.
Somut olayda, icra kefili konumunda bulunan borçlular Y... ve L... Ş..."in SGK"dan almakta oldukları emekli maaşlarına haciz konmuştur. Her ne kadar 28.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanunun 32.maddesi ile değişik 5510 Sayılı Kanunun 93/1.maddesi hükmüne göre, borçluların emekli maaşlarının (geçerli bir muvafakat bulunmaması nedeniyle) haczi mümkün değil ise de, bu husus ancak ismi geçen borçluların şikayeti halinde ve mahkemece değerlendirilebilir. İcra müdürüne başka alanlarda tanınan taktir yetkisinin yorum yoluyla kapsamı genişletilemez.(HGK.nun 31.3.2004 T. - 12/202-196..)
İcra memurunun resen haczin kaldırılması hususunda taktir yetkisi bulunmadığından mahkemece alacaklı isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.   
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03/05/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.