11. Hukuk Dairesi 2017/1656 E. , 2018/7238 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03.11.2016 tarih ve 2016/74 Esas-2016/154 Karar sayılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nce verilen 16.01.2017 tarih ve 2017/15-2017/18 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı geliştirdiği buluşun teknik özelliklerini davalı şirket ve görevlilerinin 2007 yılında sözleşme görüşmeleri sırasında haksız olarak elde ettiklerini, bu teknik bilgileri kullanarak davalı adına faydalı model tescilinde bulunduklarını, açtığı davayla 2008 yılında davalı adına tescil edilen faydalı model belgesinin iptal edildiğini, bunun üzerine maddi ve manevi tazminat istemli dava açtığını, mahkemenin 23.09.2014 tarih 2014/35 Esas 2014/126 Karar sayılı ilamıyla maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş ise de, kararın gerekçesinde müvekkili adına başvurusu yapılan 2011/00546 sayılı patentin, tescil süresinin sonunda tescil edilmesi halinde haksız rekabet koşulunun gerçekleşmiş olacağının ifade edildiğini, patent başvurusunun karar tarihinden sonra 21.10.2015 tarihinde incelemeli patent olarak tescil edildiğini ileri sürerek mahkemenin 23.09.2014 tarih 2014/35 Esas ve 2014/126 Karar sayılı kararıyla ilgili olarak yargılamanın yenilenmesini, sözleşmeye ve fikri mülkiyet haklarına aykırılık nedeniyle dava dilekçesinde belirtildiği şekilde haksız rekabetin meni"ine, maddi tazminatın tespitine, davalının ticaretten men"ine, davalıya ait işyerinin kapatılmasına, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili yargılamanın iadesi şartlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yargılamanın iadesi talebinde belirtilen patent başvurusunun dava sırasında da mevcut olduğu, tescil gerçekleştiğinde bu tescilin dikkate alınması yönünde talepte bulunulmadığından yargılama sırasında patentin tescilinin bekletici sorun olarak görülmediği, yargılamanın iadesi istenebilmesi için daha önce ulaşılamayan bir kanıtın ortaya çıkması veya ele geçmesi gerektiği, zaten mevcut olan ve başvuru sürecinde bulunan patentin yeni belge niteliği taşımadığı, öte yandan böyle bir belge sayılması halinde de 21.10.2015 tarihinde tescil edilmesine rağmen 28.04.2016 tarihinde yargılamanın iadesi talebinde bulunulmakla HMK"nın 377. maddesinde düzenlenen 3 aylık süre koşuluna da uyulmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, davacının yargılamanın iadesi talebini HMK"nın 377/1-c maddesinde düzenlenen "yeni belge" nedenine dayandırdığı, HMK"nin 377/1-c maddesi uyarınca yeni delilin öğrenildiği tarihten itibaren 3 ay içinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulabileceği, bu süre hak düşürücü süre olduğundan mahkemece resen gözetileceği, davacının yeni delil olarak ileri sürdüğü patentin 21.10.2015 tarihinde tescil edildiği, yargılamanın iadesi talebinin ise 28.04.2016 tarihinde yapıldığı bu nedenle talep tarihi itibariyle yargılamanın iadesi için kanunda öngörülen 3 aylık hak düşürücü sürenin dolduğu, davacı patentin tescil edildiğinin ... tarafından geç bildirildiğini ..."nin tebliğ tarihi dikkate alındığında süre aşımının bulunmadığını istinaf itirazı olarak ileri sürmüş ise de, bu itiraza itibar edilemeyeceği, zira patentin tescil edildiği tarih sonradan öğrenildiği kabul edilse bile dava tarihinde başvurusu yapılmış olan ve yargılama sırasında delil olarak gösterilmişken başvuru sonucunun beklenmesinden vazgeçilen bu delilin karar kesinleştikten sonra ortaya çıkan yeni bir delil olarak kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davacı yanca yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 21/11/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.