18. Hukuk Dairesi 2015/1458 E. , 2015/14643 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, .... İli ... İlçesi ... Mahallesi 632 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 15. maddesinin son fıkrası hükmüne göre, bilirkişilerce -aynı Yasanın 11. maddesinin (f) bendi hükmü gözetilerek- yapılacak değer tespitinde, idarece belgelerin mahkemeye verildiği günün (dava tarihinin) esas tutulacağı öngörülmüştür. Somut olayda kamulaştırma belgeleri 05.03.2014 tarihinde mahkemeye verilmiş olduğundan, değerlendirmenin 2014 yılına ait verilerin esas alınarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerekirken, bilirkişi kurulunca değerlendirme tarihinin 2013 yılı kabul edilerek taşınmazın değerlendirilmesinde 2013 yılı verilerinin esas alınması suretiyle belirlenen m² değerine ÜFE endeksi uygulanarak bedel belirlenmiş olması,
2-Kamulaştırma Yasası"nın 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmazın dava tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmekte olup bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşıdığından; davalı vekilinin cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazda bir adet çeşme olduğu belirtilmiş olmakla mahkemece mahallinde keşif yapılarak çeşmenin olup olmadığı hususu ile taşınmazın çeşme ile sulanıp sulanmadığı; sulamanın dava konusu taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı gibi hususlarda ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılıp belirlenmeden, düzenlenen bilirkişi kurulu raporunun esas alınması doğru değildir. Mahkemece; bilirkişi kurulundan, yukarıda belirtilen hususlarda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
3-Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarına göre, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu (büyük yerleşim yerlerine uzaklığı vb.) dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan ülkemizin değişik yörelerindeki kuru tarım arazilerinin değerlendirilmesinde, (değeri önemli şekilde etkileyen kanıtlanmış, farklı ve özel bir faktör bulunması hali hariç) kapitalizasyon faiz oranı %6 olarak alınmaktadır. Sulu tarım arazilerinin değerlendirmesinde ise %5 olarak alınmaktadır. Taşınmaz sulu ya da kuru tarım arazisi olarak belirlendikten sonra kapital faiz oranının yukarda belirtilen usul ve esaslar dairesinde belirlenmesi gerekirken; taşınmazın kuru tarım arazisi kabul edilerek kapital faiz oranı %6 alındığı belirtilerek %5 alınan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
4-Kamulaştırma Yasası"nın 4650 sayılı Yasayla değişik 10.maddesinin 11. fıkrasına göre, kamulaştırması yapılan taşınmaz tahsis edildiği kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verileceğinden mahkemece yukarıda sözü edilen Yasa hükmü dikkate alınmadan, istem gibi kamulaştırılan taşınmazın tescili yerine talep aşılarak dava konusu taşınmazın terkinine karar verilmesi,
5-Kamulaştırılan taşınmazda bulunan enkazın alınması mal sahibinden istenemez. Başka bir ifade ile taşınmaz maliki enkazı almaya zorlanamaz.Takdir komisyonu, enkazın mal sahibine ait olduğunu belirtmiş mal sahibi de buna itiraz etmemiş ve dava konusu yapmamış ise enkaz değeri tespit edilerek bu bedelin kamulaştırma bedelinden düşülmesi gerekir. Böyle bir durum yoksa enkaz belirlenen bedelden düşülemez. Mahkemece enkazın akibetinin araştırılması kim tarafından alındığının saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu konuda hiçbir inceleme yapılmadan karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 19.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.