10. Hukuk Dairesi 2017/4828 E. , 2018/2170 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamda belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre,aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece bozma ilamına uyulması üzerine verilen karar yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Kurumdan gelen yazı cevabına göre davacının 4-b tescilinin vergi kaydına istinaden 01.03.2008 tarihi itibariyle yapıldığı, primlerini düzenli ödediği ve pirim borcunun bulunmadığı belirgindir.
Davacının 4-a lı çalışmaları ise mahkeme kabulüne göre 01.06.2008 -30.09.2008, 01.06.2009-30.09.2009, 01.06.2010-30.09.2010 tarihleri arasında mevsimlik olarak her yılın 3 ayını kapsayan çalışmadır. Mahkemece 01.10.2008 öncesi baskın çalışmanın 4-a olduğu, 01.10.2008 sonrası için iş önce başlayan sigortalılığın 4-a olduğu kabulü ile davacının 4-a lı sigortalı olduğunun kabulü ile hüküm kurulmuştur.
5510 sayılı Kanunun “Sigortalılık hallerinin birleşmesi” başlığını taşıyan 53. maddesinin 1. fıkrasında, sigortalının, 4. maddenin 1. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılacağı öngörülmüş, anılan fıkra daha sonra 6111 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişikliğe uğramıştır. 01.03.2011 günü yürürlüğe giren bu maddede, sigortalının 4. maddenin 1. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi hâlinde öncelikle aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi durumunda ise aynı maddenin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılacağı açıklanmış, 5510 sayılı Kanuna 6111 sayılı Kanunla eklenen geçici 33. maddede de, Kanunun 53. maddesinin 1. fıkrasında bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla yapılan değişikliklerin, bu değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten öncesi için uygulanmayacağı belirtilmiştir. Burada belirtilmelidir ki, her kanunun yürürlükte olduğu dönemde ortaya çıkan uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği ilkesinden hareketle açıklanan düzenlemelerin geçmişe dönük uygulanmasının mümkün olmadığı bilinmelidir.
Sosyal Güvenlik Hukukumuzda, “sosyal sigortalarda çokluk”, bir başka anlatımla bireylere olabildiğince sosyal sigorta hakkı tanıma, “yararlanmada ve yükümlülükte teklik” ilkesi egemen olup buna göre, aynı tarihlerde farklı sosyal güvenlik kuruluşları ve kanunları kapsamında bulunulamaz ve çifte sigortalılık olarak adlandırılan bu statü kanun hükümleriyle engellenmiştir. 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin olarak bu tür çakışan (ikili) sigortalılığa ilişkin uyuşmazlıkların çözümü için, gerçek ve fiili çalışmanın, başka bir anlatımla baskın sigortalılık olgusunun hangi Kurum ve Kanun kapsamında gerçekleştiği belirlenmeli, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin sigortalının hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı ortaya konulmalıdır. Şu durumda 506 sayılı (hizmet akdine dayalı olarak işveren/işverenler tarafından çalıştırılma) ve 1479 sayılı (hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma) Kanunlar kapsamında veya 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri çerçevesinde birleşen (çakışan) zorunlu sigortalılık olgusuna ilişkin olarak; 5510 sayılı Kanunun yürürlükte olmadığı 01.10.2008 tarihi öncesi dönem yönünden baskın sigortalılığa üstünlük tanınmalı, 01.10.2008 – 01.03.2011 dönemi yönünden 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi gereğince ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınmalı, 01.03.2011 tarihinden itibaren ise anılan maddede 6111 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gözetilerek hizmet akdine dayalı çalışmaya değer verilmelidir.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında; davacının mevsimlik olarak çalışması gözetildiğinde ve kurum yazı cevabına göre 01.03.2008 de tescil edilen 4-b sigortalılığının devam etmesi ve prim borçlarının düzenli yatırılmasına göre, 4-b tescili ile olan sigortalılığının geçerli olduğu ve yılın 3 ayını mesimlik olarak 4-a lı olarak çalışarak geçirmesi karşısında, davacının 4-a lı sigortalısı olarak kabulü yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır. Baskın sigortalılık olgusunun hangi Kurum ve Kanun kapsamında gerçekleştiği belirlenmeli, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin sigortalının hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı ortaya konularak, baskın olan sigortalılığa üstünlük tanınmalı ve devamında 01.10.2008 tarihinden itibaren kabul sonu 30.09.2010 tarihine kadar ki dönem yönünden ise bu kez önce başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak, açıklanan yasal hükümler uyarınca gereken şartlar irdelenip değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Tur. ve Tic. Ltd. Şti. (Küba Bar)"ne iadesine, 15.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi