11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/5446 Karar No: 2018/10806 Karar Tarihi: 24.12.2018
Memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/5446 Esas 2018/10806 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme Dairesi, resmi belgede sahtecilik suçundan yargılanan sanıkların, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve lehe olan 5237 sayılı TCK’nin 204/1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre cezalandırılabilecekleri ancak dava zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Kararda, 7035 sayılı Kanun’un 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nin 291.maddesinin 1.fıkrasında düzenlenen temyiz süresinin on beş gün olmasına rağmen Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçmeden önce verilen dosyalar hakkında temyiz süresinin bir hafta olduğu ve bu hususun yanıltıcı ifade kullanılması ve Anayasa Mahkemesi'nin erişim hakkının ihlali niteliğinde bulunması nedeniyle adil yargılama hakkını ihlal ettiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7 ve 204/1, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9.maddeleri, 66/1-e ve 67/4. maddeleri yer almaktadır.
11. Ceza Dairesi 2018/5446 E. , 2018/10806 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği HÜKÜM : Düşme
Hükümden önce 05.08.2017 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunun 21. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nin 291.maddesinin 1.fıkrasında düzenlenen ve Bölge Adliye Mahkemelerinin kararlarına karşı yedi gün olarak öngörülen temyiz süresinin on beş gün olarak değiştirildiği, ancak Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği 20.07.2016 tarihinden önce verilen ve Yargıtay"dan geçen dosyalar hakkında 5320 sayılı Yasanın 8.maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK’nin 305 ila 326. maddelerinin uygulanması gerektiği ve 1412 sayılı CMUK"nin 310. maddesi uyarınca da temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilmeden temyiz süresinin 15 gün olduğu belirtilmek suretiyle yanıltıcı ifade kullanılmış olması, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 13.10.2015 tarihli 2015/11-120 Esas ve 2015/313 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, avukatlar da dahil olmak üzere başvurucuların kanun yolunda yanılmalarına sebep olduğu gibi Anayasa Mahkemesi"nin 09.06.2016 tarihli kararına göre de bu durumun adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde bulunması nedeniyle, katılan vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın 21.05.2018 tarihinde tebliği üzerine, 29.05.2018 tarihli temyiz isteminin belirtilen sebeplerle süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede: Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri uyarınca; sanıklara yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve lehe olan 5237 sayılı TCK"nin 204/1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre tabi olduğu, aynı kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, 24.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.