5. Ceza Dairesi Esas No: 2013/992 Karar No: 2014/4350 Karar Tarihi: 17.04.2014
Görevi kötüye kullanmak - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2013/992 Esas 2014/4350 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık avukat, müvekkilinin vekili olarak aldığı çekin karşılıksız çıkması nedeniyle suç duyurusunda bulunmuş ve icra takibi başlatmıştır. Ancak takip dosyasında beş yıl süreyle işlem yapılmamış ve sonunda borçlu hakkında kamu davası açılmıştır. Sanık, ceza davasındaki şikayetten vazgeçerek hüküm giymiş cezasının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. Ancak mahkeme, savunmaların ve olayın kronolojik gelişimi gözetilmeden eksik incelemeyle hüküm kurduğu için karar bozulmuştur. Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-e maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen, sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi de hata olarak belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/1-e ve 53/5. maddeleri belirtilmiştir.
5. Ceza Dairesi 2013/992 E. , 2014/4350 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 5 - 2012/163126 MAHKEMESİ : Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi TARİHİ : 27/03/2012 NUMARASI : 2011/115 Esas, 2012/68 Karar SUÇ : Görevi kötüye kullanmak
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Ankara Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan sanığın, katılan M.. A.. tarafından 1999 yılında vekil olarak tayin edildiği, katılanın M.. A.. isimli şahıstan aldığı çekin karşılıksız çıkması nedeniyle 24.000 TL tutarındaki alacağı için verdiği talimat uyarınca sanık tarafından Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına 3167 sayılı Kanuna aykırılık suçundan suç duyurusunda bulunulduğu, yine Ankara 24. İcra Dairesinin 2001/3714 sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığı, anılan dosyada 10/05/2002"de yapılan son talep tarihinden itibaren yaklaşık beş yıl süreyle işlem yapılmadığı, borçlu hakkında vaki şikayet üzerine Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan 2005/771 Esas sayılı kamu davasının mahkumiyetle sonuçlandığı ve temyiz edilmeksizin kesinleştiği, sanığın takipsiz kalan icra dosyasını 20/08/2007 tarihinde yenilediği ve dosyanın 2007/6909 Esasını aldığı, borçlunun da aynı tarihte bu dosyaya beyanda bulunarak borcunun maaşından kesilerek ödenmesine muvafakat ettiği, aynı gün sanığın vekaletnamesindeki yetkiye istinaden ceza davasındaki şikayetten vazgeçtiği, bu nedenle Mahkemece sanık hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan daha önce hükmedilen ve kesinleşen cezanın ortadan kaldırılmasına karar verildiği, 16/03/2008 tarihinde borçlu vekilinin takibe konu çeke ilişkin zamanaşımının gerçekleştiği yönündeki itirazı üzerine Ankara 14. İcra Mahkemesinin 26/03/2008 tarihli kararıyla icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılan olayda, sanığın aşamalardaki savunmaları, 22/06/2001 tarihinde yapılan haciz işleminde borçlunun alacaklı katılan ile anlaşmak üzere süre istediğini belirtmesi, belirlenen işlemlerin kronolojik gelişimi ve katılanın şikayetinin 25/03/2010 tarihinde gerçekleşmesi gözetildiğinde, borçlu Muzaffer ile vekilinin tanık sıfatıyla beyanları alınıp özellikle borcun ödenmesi ve şikayetten vazgeçilmesi için katılanla anlaşıp anlaşmadıkları hususu belirlenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Sanık ve müdafiin lehe hükümlerin uygulanması yönündeki istemlerinin 5237 sayılı TCK"nın 50. maddesini de kapsadığı gözetilmeden bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi, Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-e maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen, sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.