Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2010/6-67
Karar No: 2010/133
Karar Tarihi: 01.06.2010

Sarkıntılık - Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2010/6-67 Esas 2010/133 Karar Sayılı İlamı

 

 

6. Ceza Dairesi 2010/6-67 E., 2010/133 K.

6. Ceza Dairesi 2010/6-67 E., 2010/133 K.

  • SARKINTILIK
  • YAĞMA

 

  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 416 ]

"İçtihat Metni"

Yağma ve sarkıntılık suçlarından yargılanan sanık Y... P...’in, yağma suçunu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli kanıt bulunmadığından beraatına, mağdura yönelik diğer eyleminin ise, ırza tasaddi suçuna uyduğu kabul edilerek, 765 sayılı TCY’nın 416/2. maddesi uyarınca 4 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, A.. 3. Ağır Ceza Mahkemesince 17.10.2002 gün ve 275-389 sayı ile verilen hükmün, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 17.10.2006 gün ve 8190-9910 sayı ile ırza tasaddi suçundan kurulan hükmün onanmasına, yağma suçundan kurulan hükmün ise;

“Sanığın altı aylık süre içinde, belirli tarihlerde, katılan E... Ö...’dan, ‘

‘Ailene zarar veririm, seni yok ederim, kız kardeşini dağa kaldırırım’ diyerek, para aldığının, aşamalarda değişmeyen iddia, dolaylı kabullenme ve dosya içeriği ile kanıtlandığı halde, hükümlülüğü yerine, yerinde olmayan gerekçeyle beraatına karar verilmesi”

” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel mahkeme ise, 23.07.2007 gün ve 60-284 sayı ile;

“Toplanan delillere göre, 1985 doğumlu mağdurun öğrenci olduğu, sanık ile tanıştıkları, birlikte arkadaşlık yapmaya başladıkları, mağdurun dersaneye giderken ailesinden habersiz olarak zaman zaman evden para aldığı, sanıkla gidip 6"lı ganyan oynadıkları, mağdurun bu durumu ailesinden sakladığını, olay günü sanığı kucağına oturtup dudaklarından öpmek suretiyle zorla tasaddide bulunduğu, bu suçtan mahkûmiyetine karar verildiği ve cezasının kesinleştiği, bu olay nedeni ile mağdurun şikayetçi olurken evden aldığı paraların ne şekilde harcandığının ailesine ispat etmekte zorlanması sebebiyle, daha önce evden ailesinden habersiz olarak aldığı paraların sanığın zorlaması ile alındığına dair soruşturma ve kovuşturma sırasında beyanda bulunduğu, tasaddi olayından önceki tarihlerde bu paranın sanık tarafından zorla alındığının iddia edildiği, aradan uzun zaman geçmesine rağmen mağdurun sanığın kendisinden zorla para isteyip aldığı yönünde her hangi bir şikayetinin bulunmadığı, yukarıda izah edildiği üzere mağdurun evden, ailesinden habersiz aldığı paralarla ganyan oynaması, böyle beyanda bulunduğu takdirde ailesinin kendisine kızacağı düşüncesi ile son olay çıktıktan sonra bu yönde beyanda bulunduğu, bu yöndeki mücerret beyanının başkaca yan delillerle desteklenmediği, bu nedenle sanığın üzerine atılı yağma suçunu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli mağdurun soyut iddiası dışında delil bulunmadığının, sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkememizde tam bir vicdani kanaat oluşmadığından sanığın üzerine atılı suç şüpheli kalmış, şüpheden da sanık yararlanır prensibi gereğince daha önce mahkememizce yağma suçundan verilen beraat kararında direnilerek sanığın beraatına karar vermek gerekmiştir”

” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

Bu hükmün de katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının “

“bozma ”

” istekli 15.03.2010 gün ve 251969 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanığa yüklenen yağma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğine göre;

E.. Ö.. ile babası R.. ve annesi A.. Ö.. vekili Av C.. K.., 24.05.2002 tarihinde Adana C.Başsavcılığına sunduğu dilekçede, lisede okuyan ve üniversiteye hazırlık için dershaneye giden E..’ün, aynı mahallede oturan ve dolmuşta karşılaşarak tanıştığı Y.. P.. adlı kişinin tehditleri ile onunla görüşmek zorunda kaldığını, 6 aylık süre zarfında tehditlerini sürdüren bu kişinin E..’ten cep telefonunu ve çeşitli zamanlarda para aldığını, en son 15.05.2002 tarihinde de tenha bir yerde dudaklarından öpüp zorla kucağına oturtmaya çalıştığını belirterek şikayetçi olmuştur.

Mağdur E... Ö..., 24.05.2002 tarihinde kolluk tarafından alınan ifadesinde; yaklaşık 6 ay kadar önce dershaneden eve giderken dolmuşta Y.. P.. adlı kişi ile tanıştıklarını, bir iki gün sonra dershane yakınındaki bir ganyan bayiinde buluştuklarını, burada Y..’ın devamlı olarak görüşmek istediğini dile getirdiğini, kendisinin ise derslerini aksatamayacağını belirterek teklifini kabul etmek istemediğini, bunun üzerine Y..’ın, tehdit edip ailesine zarar vereceğini, onları yok edeceğini söylediğini, korktuğunu ve devamlı görüşmeye başladıklarını, kimseye bir şey söyleyemediğini, bir gün Y..’ın şehir dışına çıkacağını ve para lazım olduğunu söylediğini, bulamayacağını belirtince kendisini yine tehdit ettiğini, korkup harçlıklarından biriktirmiş olduğu 50 milyon Lirayı verdiğini, bir hafta kadar sonra cep telefonundan arayıp çağırdığını, evlerinin yanına gittiğinde yine para istediğini ve tehdit ettiğini, dershaneden para istendiğini söyleyerek evden aldığı 30 milyon Lirayı ertesi gün buluştuklarında Y..’a verdiğini, bu olaydan 2-3 hafta sonra telefonla arayıp, şehir dışına çıkacağını söyleyip buluşmak istediğini, buluştuklarında Panasonic GD.90 marka cep telefonunu tehditle aldığını, bir süre sonra telefonu geri istediğinde çalındığını söyleyerek geri vermediğini, yaklaşık bir ay sonra bu kez de 70 milyon Lira para istediğini, veremeyeceğini söyleyince tehdit ve hakaret ettiğini, bunun üzerine dershane taksidi için yanında bulunan 60 milyon Lirayı verdiğini, birkaç gün sonra da dershaneye gelip kendisini anons ettirip birlikte çıktıklarını ve yine para istediğini, en son 15.05.2002 tarihinde buluştuklarında tenha bir yerde dudaklarından öpüp zorla kucağına oturttuğunu, elinden kurtulup kaçtığını ve ailesine durumu bildirdiğini, şikayetçi olduğunu beyan etmiştir.

Aynı gün C.savcısı tarafından alınan ifadesinde benzer şekilde anlatımda bulunmakla beraber bu kez, sanığa verdiği paranın toplam 105 milyon Lira olduğunu belirtmiştir.

Duruşmada ise olayları benzer şekilde anlatmakla birlikte, sanığa 10-15 seferde toplam 500 milyon Liraya yakın para verdiğini, sanığa vermek için evde yatağın arasında duran 300 milyon Lirayı aldığını, ayrıca dershane taksidi olarak ödemesi için kendisine verilen 60 milyon Lirayı düşürdüğünü söylediğini, diğer kısmını ise harçlıklarından verdiğini, paraları ve cep telefonunu sanığın ailesine ve kendisine zarar vereceğine ilişkin tehditleri üzerine vermek zorunda kaldığını, sanığın sürekli olarak ailesine zarar vereceğini, kızkardeşlerini dağa kaldıracağını söyleyerek kendisini tehdit ettiğini, yine sanığın tehditleri sonucunda 3-4 defa sanığın evine gittiğini söylemiştir.

Sanık Y.. P.., aşamalardaki ifadelerinde tutarlı ve benzer şekilde, yüklenen suçlamayı kabul etmediğini, mağdur ile 7-8 aydır tanışmakta olduklarını, altılı ganyan oynarken beraber oynamak istediğini ve ortak olmak için 5 milyon Lira verdiğini, beraberce ganyan oynadıklarını, bir gün Kadirli’ye gideceği sırada parası olmadığı için 30 milyon Lira borç istediğini, mağdurun da rızası ile verdiğini, dönünce de parasını iade ettiğini, ayrıca mağdurun cep telefonunu ödünç olarak istediğini ve iki gün kullandıktan sonra geri verdiğini, kesinlikle tehditle para almadığını beyan etmiştir.

Savunma tanığı olarak dinlenen sanığın annesi Ş.. K.. Y.. ile kızkardeşi A.. P.. U.. ise, mağdur E..’ün sık sık sanıkla birlikte evlerine geldiğini, çok zaman sabahtan akşama kadar evlerinde kaldığını, zorla gelmiş bir halinin olmadığını, sanıkla birlikte altılı ganyan oynayıp at yarışlarını seyrettiklerini belirtmişlerdir.

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Mağdur E..’ün, aşamalarda değişmeyen ve tutarlı bir şekilde ortaya koyduğu iddialar, kısmen sanığın kaçamaklı savunması ile de doğrulanmıştır. Nitekim, yerel mahkemece, mağdurun iddiaları samimi görülerek, sanığın ırza tasaddi suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ve bu hüküm kesinleşmiştir. Dosya kapsamında, mağdurun, sanığa iftira edip, suç atması için saptanmış herhangi bir neden bulunmadığı da nazara alındığında, mağdurun iddialarının bir kısmının kabul edilmesi, bir kısmının ise iddianın bölünmesi suretiyle kabul edilmemesi çelişki yaratacağı gibi, kanıtların takdirinde yanılgı niteliğindedir. Zira, mağdurun, altı aylık bir süre içerisinde sanığın baskılarına ve zorlamalarına maruz kaldığı, bu aşamada yaşının küçük ve öğrenci olması nedeniyle korkup, durumu herhangi bir kimseye söyleyemediği ve sanığın eylemlerinin ulaştığı boyut artınca, her şeyi göze alarak durumu ailesine anlattığı anlaşılmaktadır. Sanığa iftira etmesi için herhangi bir neden bulunmayan mağdurun, aşamalardaki tutarlı anlatımları ve sanığın, mağdura ait telefonu bir süre kullanmak üzere aldığına ve yine mağdurdan bir miktar parayı borç olarak aldığına dair kaçamaklı kabul niteliğindeki savunmaları nazara alındığında, sanığa yüklenen yağma suçunun sabit olduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla yerel mahkemece, mağdurun anlatımları bölünmek ve bir kısmına itibar edilip, bir kısmına itibar edilmemesi suretiyle kanıtların değerlendirilmesinde takdir yanılgısına düşülerek, dosya kapsamına uymayan ve varsayımlara dayalı gerekçelerle sanığın, yağma suçundan mahkûmiyeti yerine beraatına karar verilmesi isabetsiz olup, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.07.2007 gün ve 60-284 sayılı direnme hükmünün BOZULMASINA,

2- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.06.2010 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi