1. Hukuk Dairesi 2018/4600 E. , 2018/14687 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, çekişme konusu 253 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından ... ve ...’un isimlerinin tapuda sehven... ve ... olarak yazıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/474 Esas sayılı dosyasında verilen yetki gereğince talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, idareye başvuru ön şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, 17.08.2013 tarih ve 28738 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicili Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi dikkate alındığında, 17.08.2013 tarihinden itibaren açılan davalarda, ilgililerin idareye müracaat etme ön şartını yerine getirmemiş olmaları halinde davanın dinlenebilme olanağı yoktur.
Ancak düzeltilmesi istenen taşınmazın tapu kaydı mahkeme kararına dayalı olarak “hükmen tescil” suretiyle oluşmuş ise; mahkeme kararı ile oluşan kaydın ancak yine bir mahkeme kararı ile düzeltilebileceği, bu durumun yeni Tapu Sicili Tüzüğü ile tapu müdürlüklerine verilen düzeltim yetkisinin dışında kaldığı gözetilerek; düzeltim için öncelikle tapu müdürlüğüne başvuru şartının hükmen tescil yoluyla oluşmuş tapu kayıtlarının
düzeltilmesi için açılan davalar bakımından aranmayacağı kabul edilmelidir.Öte yandan, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 2014/3 (1755) sayılı genelgesinde, “..kadastro veya tapulama mahkemeleri tarafından taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmesi nedeniyle hükmen tescil edilmiş kayıtlar üzerindeki hatalar ve eksiklikler kadastro çalışmalarından kaynaklanmış olarak değerlendirilir. Bu mahkemelerce verilen kararlarda kadastro ve tapulama tespitinden farklı hüküm oluşturulması ile başka mahkemeler tarafından verilen kararlar gereği tescil edilen kayıtların düzeltilmesinin..” idari düzeltme sınırları dışında olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda; çekişme konusu taşınmazın hükmen kaydı düzeltilmek istenen ... ve... adlarına 1/7’şer paylar ile tescil edildiği, tescile esas ... ... Kadastro Mahkemesi’nin 1956/103 Esas, 1960/57 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacıların ...,..., ...,....,..., ..., ..., davalılarının ise ..., ...., ... Gerekli olduğu, kadastro tespitine itiraz davası olarak görülen davada yargılama sırasında tarafların sulh olmaları üzerine, taşınmazda davalılar adına yapılan tespitin iptali ile sulh doğrultusunda 1/7’şer paylar ile davacılar adına tescile karar verildiği ve temyiz edilmeden 23/02/1960 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, davacının iddiaları doğrultusunda deliller toplanıp gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, hasıl olacak sonuca göre işin esasına ilişkin bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.