Sanık F... D... hakkında kurulan İvrindi Sulh Ceza Mahkemesinin 15.09.2003 gün ve 2003/34 esas, 2003/300 sayılı önceki hükmünün adı geçen sanık yönünden temyiz edilmeksizin kesinleştiğinin anlaşılması karşısında;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.09.2007 tarih ve 2007/125-186 sayılı kararında açıklandığı gibi, sanık F... D... hakkındaki temyiz edilmeden kesinleşen ilk hüküm, ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasalar yönünden uyarlama yargısının konusu olabilir ve genel yargı ile uyarlama yargısı birlikte yürütülemez.
Sanık hakkındaki kararın kesinleşmesinden sonra, aynı dosyada sanık olan G... Y..."e ilişkin ilk hükmün, sanık savunmanı tarafından temyiz edilmesi ve Yargıtay 7. Ceza Dairesi"nin 14.07.2005 tarihli kararı ile sanık G... Y... hakkında bozulduğu ve bu bozmanın sanık F... D..."e de yansıtılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.09.2007 gün ve 2007/125-186 sayılı kararında da açıklandığı üzere, sanık F... D... hakındaki uyarlama yargılaması ile genel hükümlere göre yargılaması süren diğer sanık hakkındaki davanın farklı hükümlere bağlı olması nedeniyle birlikte görülemeyeceği gözetilmeden,yargılamaya devam olunarak yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık F... D... savunmanın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan,hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 13.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.