Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Bir suç ihbarı veya şikayeti bilgisini alan Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı CMK’nın 160. maddesi uyarınca soruşturma görevinin başladığı, Cumhuriyet Savcısınca aynı Yasa’nın 164, 170, 171 ve 172. maddeleri uyarınca kamu davasının açılmasına veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın verilebileceği, 5271 sayılı CMK’nın 173/1. maddesi gereği suçtan zarar görenin, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet Savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesine itiraz edebileceği, aynı Yasa’nın 173/6. maddesi uyarınca da itirazın reddedilmesi halinde; Cumhuriyet Savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davasını açabilmesi, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan ağır ceza mahkemesinin bu hususta karar vermesine bağlı tutulduğu,
Somut olayda sanık hakkında Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22.04.2007 tarih ve 2007/240-1235 sayılı kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın verildiği, katılan Mehmet bu karara karşı 24.05.2007 tarihinde Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulunduğu, Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’nın 29.05.2007 tarih ve 2007/304 D.İş sayılı kararıyla katılanın itirazının reddedildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Sanık hakkında yeni delilin varlığı nedeniyle Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi’nden alınacak karardan sonra kamu davasının açılması gerektiği halde doğrudan açılan davaya bakılarak 5271 sayılı CMK’nın 173/6. maddesine aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması;
Bozmayı gerektirmiş, katılan Mehmet’in temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak (BOZULMASINA), 18.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.