19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/2993 Karar No: 2016/14759 Karar Tarihi: 14.11.2016
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/2993 Esas 2016/14759 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, bonoya dayalı takip yaparak müvekkilinin borçlu olduğunu ileri sürmüştür. Davacı ise bonodaki imzanın müvekkilinin yetkili temsilcilerine ait olmadığını iddia etmiş ve takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve kötü niyet tazminatının tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, bonodaki keşideci imzalarının bir kısmının davacı şirket temsilcilerine ait olduğu bir kısmının olmadığı sonucuna vararak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, borçlu olunmayan kısım şeklinde hüküm oluşturulması gerekirken borçlu olunan miktarın açıkça belirtilmediği için hüküm usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeple, hüküm bozulmuştur. Kanun madde numaraları belirtilmemiştir.
19. Hukuk Dairesi 2016/2993 E. , 2016/14759 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı takip yaptığını, bonodaki imzanın müvekkilinin yetkili temsilcilerine ait olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitini ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, bonodaki keşideci imzalarının bir kısmının davacı şirket temsilcilerine ait olduğu bir kısmının olmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkiye göre davacının davalıya 29.197,99 TL asıl alacak yönünden borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının, dava konusu takipte yalnızca 29.197,99 TL asıl alacak miktarı yönünden borçlu olduğu, bakiye alacak miktarı yönünden ise borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK"nun 72. maddesi hükmü gereğince açılan menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece kurulacak hükmün olumsuz, bir başka deyişle borçlu olunmayan kısmın tespiti şeklinde olması gerekirken olumlu tespit şeklinde hüküm oluşturulup, kabul edilen miktarın açık bir şekilde belirtilmeyerek infazda tereddüt yaratacak biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 14/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.