
Esas No: 2016/2578
Karar No: 2018/5101
Karar Tarihi: 26.09.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/2578 Esas 2018/5101 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 125 ada 2, 8 ve 128 ada 4, 8 parsel sayılı 5.542.88, 1.165.90, 408,50 ve 568,88 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. İtirazı komisyonca reddedilen davacı ..., çekişmeli 125 ada 2 ve 8 parsellerin bir bölümü, 128 ada 4 ve 8 parsellerin ise tamamı hakkında irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmış, yargılama sırasında ise muris ... adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 128 ada 4 ve 8 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile, davacının murisi ... adına tapuya tesciline; 125 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile, 15.12.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (C) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlerin ... adına, aynı raporda (D) ve (F) harfleri ile gösterilen bölümlerin ise davalı adına tapuya tesciline; 125 ada 8 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen bölümün ... adına, kalan bölümün ise davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 128 ada 4 ve 8 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 125 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (C) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümleri ve 125 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ise aynı raporda (B) harfi ile gösterilen bölümü hakkında, davalı ..."nın satın alma iddiasına dayandığı ve bunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı taraf çelişmeli taşınmazların murisleri ..."na taksimen kaldığı iddiasına dayanarak kadastro tespitlerinin iptali ile muris ... adına ya da mirasçıları adına tescili talebiyle dava açmıştır. Davalı ... ise, dava konusu taşınmazların 20 yıl önce eşi-murisi Yakup tarafından davacılardan satın alındığı ve o tarihten beri zilyet bulunduğu iddiasına dayanarak davanın reddini savunmuştur. Dava ve temyize konu taşınmazların, davacının murisi ..."a taksimen kaldığı mahkemece toplanan delillerle belirlenmiş olup, yine dosya kapsamından çekişmeli taşınmazların uzun süredir ... terekesine göre 3.kişi durumunda bulunan davalı tarafın kullanımında olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, kullanımın süresi belirlenmemiş, davalı tarafın taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin malik sıfatıyla olup olmadığı, bedel karşılığı kullanıp kullanmadığı yerel bilirkişilere yöntemince sorulmamış, taşınmazlar üzerinde davalı tarafın ne suretle ne zamandan beri zilyet olduğu araştırılmamış, başka bir ifade ile davalı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14.maddesinde belirtilen zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak olan keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan davalı tarafın taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin malik sıfatıyla olup olmadığı, bedel karşılığı kullanıp kullanmadığı, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı maddi olaylara dayalı olarak sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki olduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli; tespit tarihine kadar davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 26.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.