11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/6030 Karar No: 2018/10756 Karar Tarihi: 20.12.2018
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/6030 Esas 2018/10756 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kişinin resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum edildiği açıklandı. Ceza Genel Kurulu’nun 10.04.2007 tarihli kararına göre, adlî tatil içinde süre işlemeyeceği için yedi günlük temyiz süresinin adlî tatilin bittiği tarihten itibaren hesaplanması gerekir. Sanık müdafii 07 Eylül 2018 tarihinde hükmü temyiz etti ve sadece soruşturmaları, tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaları ve ivedi sayılacak diğer hususları yerine getiren mahkemelerin adlî tatil içinde kendileri için belirlenen tatil süresini kullanabileceklerini belirten kanun maddelerine atıfta bulunuldu. Kanun maddeleri şunlardır: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 331. maddesi’nin 1. fıkrası ve 2. fıkrası.
11. Ceza Dairesi 2018/6030 E. , 2018/10756 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 10.04.2007 tarih, 2007/78 Esas ve 2007/85 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere “Hüküm tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 331. maddesinin 1. fıkrasında: ceza işlerini gören makam ve mahkemelerin her yıl ağustosun birinden eylülün beşine kadar tatil olunacağı, 2. fıkrasında: anılan makam ve mahkemelerin bu süre içinde, sadece soruşturmaları, tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaları ve ivedi sayılacak diğer hususları yerine getirecekleri belirtilmiş, 4. fıkrasında ise: adlî tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği, bu sürelerin tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağı ifade edilmiştir. Bu düzenlemelere göre, adlî tatil içinde görülebilen işler yönünden 4. fıkra hükmü uygulanmayacak, bu tür dava ve işlerle ilgili süreler adlî tatil içinde de işleyecektir. Sürenin uzaması kuralının uygulanabilmesi için, adlî tatil içinde görülemeyen dava ve işlerle ilgili kararın tebliğinin tatilden önce gerçekleştirilmesi, işlemeye başlayan sürenin adlî tatil içinde sona ermesi gerekir. Bu takdirde tatilden önce işleyen kısma bakılmaksızın, süre, adlî tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzayacaktır. Öte yandan, adlî tatilde görülemeyen davalarla ilgili kararların, adlî tatile rastlayan dönemde tebliği geçerlidir. Ancak adli tatilde süre işlemeyeceği için, bu durumda mehil adlî tatilin bitiminden itibaren başlayacaktır.” şeklindeki kararı gözönünde bulundurularak somut olay değerlendirildiğinde; yargılaması adlî tatil içinde yapılamayan bir davaya ilişkin gerekçeli karar 27.07.2018 tarihinde sanık müdafine tebliğ edilmiş, sanık müdafii de 07.09.2018 tarihinde hükmü temyiz etmiştir. Adlî tatil içinde süre işlemeyeceğinden, yedi günlük temyiz süresinin adlî tatilin bittiği tarihten itibaren hesaplanması gerekir. Bu durumda, sanık müdafiinin 07 Eylül 2018 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı nedenin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 20.12.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.