Taraflar arasındaki “Tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziosmanpaşa 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 26.07.2007 gün ve 2007/11-242 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili ve davalılardan A. A.. tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 06.12.2007 gün ve 2007/13470-15452 sayılı ilamı ile; (…1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılardan A. A.."ın tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince; davacı idare, davalılardan A. A..’ın kontrol mühendisliğini yaptığı, diğer davalı H.C..’nun yüklenici olarak inşa ettiği okul binasının projeye aykırı ve gizli ayıplı yapıldığını belirterek uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalılardan H. C.. hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, diğer davalı hakkındaki istemin bir bölümünün kabulüne karar verilmiş ve karar davacı ile hakkında sorumluluk hükmü kurulan diğer davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece daha önce verilen karar "…Dosya arasında bulunan ve somut olaya uygun düşen 25/10/2001 günlü bilirkişi raporunda, dava konusu edilen okul binasında, projesine aykırı, eksik, kusurlu ve gizli ayıplı imalatın takviye uygulamasına geçildikten sonra ortaya çıktığının anlaşıldığı vurgulandığına göre yapının gizli ayıplı yapılmış olması nedeniyle olayda uygulanacak zamanaşımı, Borçlar Yasası’nın 125. maddesi gereğince, kesin kabul tarihinden itibaren 10 yıl olduğundan davalılardan H. C.. yönünden zamanaşımının geçtiğinden söz edilemez. O halde, adı geçen davalının da gerçekleşen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Davalı H.C.. hakkındaki davanın da kabul edilmesi gerektiği…" gerekçesiyle bozulduğuna ve mahkemece de bozma kararına uyulduğuna göre davacı yararına kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma kararında belirtildiği biçimde diğer davalının da davacının uğradığı zarardan sorumlu tutulması gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle bu görüşün Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29/1/1997 gün ve 1996/5-903 E., 1997/33 K. sayılı ilamı; 24/1/2007 gün ve 2007/1-26 E., 2007/24 K. sayılı ilamı; 24/01/2007 gün ve 2007/4-16 E., 2007/25 K. sayılı ilamı; 18/7/2007 gün ve 2007/20-580 E., 2008/582 K. sayılı ilamı ve 15/10/2008 gün ve 2008/19-624 E., 2008/632 K. sayılı ilamlarında da aynen benimsenmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 12.11.2008 gününde oybirliği karar verildi.