10. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/17 Karar No: 2018/2107 Karar Tarihi: 15.03.2018
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/17 Esas 2018/2107 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2018/17 E. , 2018/2107 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yurtdışı borçlanma işleminin ve yurtiçi isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesinin 1. fıkrasında, hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsayacağı belirtilmiş, anılan maddenin 2. fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükmüne yer verilmiştir. Davacı, yurtdışı borçlanma işleminin ve yurtiçi isteğe bağlı sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep ettiği Mahkemece, hüküm kısmında kabul edilen ve reddedilen süreler açık ve net şekilde belirtilip infaza elverişli şekilde karar verilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, gerekçede kabul edilmekle birlikte davacının talebi olan yurtiçi isteğe bağlı sigortalılık yönünden, hükmün infazında tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kısmında kabul edilen isteğe bağlı sigortalılık süresi yönünden karar verilmesi gerekirken gerekçe ile hüküm kısmı çelişkili olacak ve hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 15/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.