"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki “
“tapu iptal ve tescil”
” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; A... ....Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 23.06.2004 gün ve 2002/233 E.-2004/280 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 13.02.2006 gün ve 2005/7551 E. 2006/641 K. sayılı ilamı ile; (...Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapılan inşaatta arsa sahiplerine isabet eden bloklardaki bağımsız bölümlerin tescil işlemlerinin yetkisiz vekil tarafından ve muvazaalı olarak yapılmış olması iddiasıyla mutlak butlanla batıl olması nedeniyle, tapu kayıtlarında her bir hissedar adına paylaşımlı olarak yapılan tescilin iptali ve bağımsız bölümlerin her arsa sahibinin hisseleri oranında müşterek mülkiyet esaslarına göre tapuya tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi kurulu raporuna göre davacı arsa sahibinin hissesine düşen karşılığı aldığı, gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı arsa sahibi paydaş olduğu A.. İli Ç.. İlçesi B..Mahallesi 9896 ada 37 parsel sayılı arsa ile ilgili daire karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak ve vekaletnamede sayılan hususlarda yetkili olmak üzere Ankara Yenimahalle 1. Noterliği" nde düzenlenen 10.9.1990 gün 31139 yevmiye nolu vekaletname ile aynı taşınmaz paydaşlarından davalı İsmail Hakkı Beycan"ı vekil tayin etmiş, davalı İ.. H.. bu vekaletnameye istinaden Ankara 13. Noterliği" nde düzenlenen 28.11.1996 gün 70239 yevmiye nolu tevkil vekaletnamesi ile davalı yüklenici K.. İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş. ile B.. Menekşe"yi vekil tayin etmiş ve aynı gün 70240 yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesini kendi adına asaleten davacı ve bir kısım arsa sahiplerine vekaleten yüklenici ile imzalamıştır: Bilahare davacı Yenimahalle 1. Noterliği" nden keşide ettiği 27.3.2000 gün 7035 yevmiye nolu azilname ile davalı İ.. H.. B..’ı vekillikten azletmiş ve azilname bu davalıya 31.3.2000 tarihinde tebliğ edilmiştir. Azile rağmen davalı şirket yetkilisi Z.. T..l davacı ile diğer bir kısım arsa sahiplerine vekaleten hareket ederek, hazır bulunan bir kısım arsa sahipleri ve vekilleriyle birlikte tapuda 30.1.2002 gün 766 yevmiye nolu paylaşımlı kat irtifakını tesis ederek tescil işlemini yaptırmışlardır.
Davalı İ..l H.. B.. da arsa sahiplerindendir. Tanık anlatımlarından paylaşımla ilgili olarak arsa sahipleriyle yapılan toplantılarda davacının belirtilen paylaşıma muvafakat etmediği ve bu düşünceyle davalı İsmail Hakkı’yı vekaletten azlettiği, başka birisine vekalet verdiğini bilmediğinden tevkil edilen vekili azletmediği anlaşılmaktadır. Tüm dosya içeriğine göre davalı şirket ve kat irtifakı ile tescil işlemini yapan davalı şirket yetkilisi Z.. T..l’ın azledilen vekil İ.. H.. B..’la inşaat nedeniyle iş ilişkisi içinde olduğundan davacı arsa sahibi ile diğer arsa sahipleri arasındaki paylaşım anlaşmazlığını ve vekaletten azli bildiği veya bilebilecek durumda olduğu ortadadır.Azledilen vekil İ.. H.. ile bu azli bilen veya bilmesi gereken şirket yetkilisinin el ve işbirliği içinde hareket ettiklerinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca azli bilen veya bilmesi gereken yüklenici şirketin yetkili temsilcisi Z.. T..’ın yaptığı paylaşımlı kat irtifakı listesi davacı arsa sahibini temsile yetkili olmaması nedeniyle geçersizdir. Bu durumda mahkemece dava konusu taşınmazda yapılan ve arsa sahiplerine kalan A bloklardaki tüm bağımsız bölüm sahipleri belirlenip davada yer almayanlar varsa bunlar davaya katılarak A.. 8.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2003/1403 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile bu dosyada alınan rapor arasındaki çelişkide gerekirse yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak raporla giderildikten sonra davanın sonuçlandırılması gerekir.
Bu hususlar üzerinde durumdan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm" tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, vekalet akdinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı Z.. B.. vekili 19.3.2002 harç tarihli dava dilekçesinde; Davacının, davalılar (K.. İnşaat A.Ş.hariç) ile birlikte 37 nolu parselin hissedarı olduğunu, davalı ..H...’ın davacıdan aldığı 10.9.1990 tarihli vekaletnameye dayanarak diğer davalı yüklenici K..İnşaat A.Ş.ile 28.11.1996 tarihli düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını ve anılan vekaletnamedeki tevkil yetkisini kullanarak şirket temsilcisi Bülent Menekşe’yi aynı tarihte ikinci vekil tayin ettiğini, ancak davacının 27.3.2000 tarihli azilname ile davalı İ..l H.B..’ı vekillikten azlettiğini, azilnamenin davalı İ..l’e 31.3.2000 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı İsmail’in yüklenici şirketi ikinci vekil olarak tayin ettiğinden davacının haberi olmadığını, davalı İ.. H...’ın ve onun tayin ettiği yüklenici şirketin vekillik yetkileri azilname ile sona ermesine rağmen davalı şirket yetkili temsilcisi Z.. T..l’ın davacı ve bir kısım arsa sahiplerine vekaleten hareket ederek diğer bir kısım arsa sahipleri ile birlikte, tapuda 27.11.2000 ve 30.01.2002 tarihinde kat irtifakını tesis ederek tescil işlemini yaptırdığını belirterek arsa sahiplerine ait A bloktaki bağımsız bölümlerin tescil işlemlerinin yetkisiz vekil tarafından yapılmış olması nedeniyle tescilin iptaline ve bağımsız bölümlerin her arsa sahibinin hisseleri oranında paylı mülkiyet esaslarına göre tapuya tesciline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalılar İ.. H.. B.. ve arkadaşları cevap dilekçelerinde; Davacının, davalı İ.. H.. B.. tarafından yükleniciye verilen vekaletnameden haberdar olduğunu ve İsmail Hakkı’yı vekillikten azletmesine rağmen, yüklenici şirketi vekillikten azletmediğini, davacıya hissesine düşen bağımsız bölümlerin verildiğini belirterek davanın reddini cevaben bildirmişlerdir.
Diğer davalılar Z.. Y.., M. E.. F.. B..., V.. B.. 15.5.2002 tarihli duruşmada; davaya karşı, takdiri mahkemeye bırakmışlardır.
Yargılama aşamasında vefat eden davalı M.. B..’nun mirasçıları davaya dahil edilmiş; dahili davalı S.. B.. davanın reddini istemiş, diğer dahili davalılar duruşmaya katılmamış, cevap da vermemişlerdir.
İhbar olunanlar; davanın reddini istemişlerdir.
Uyuşmazlık: Arsa payı inşaat sözleşmesi gereği davacı arsa sahibine isabet eden bağımsız bölümler yönünden vekilin ve ikinci (tevkil edilen) vekilin vekalet görevlerini kötüye kullanıp kullanmadıkları ve ikinci vekilin tapuda yaptığı kat irtifakı listesi ve tescil işlemlerinin, vekil İ.. H.B..’ın daha önceden azledilmiş olması nedeniyle geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece, alınan bilirkişi kurulu raporuna göre davacı arsa sahibinin tapudaki hissesine düşen karşılığı(bağımsız bölüm olarak) aldığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Özel Daire, yukarıda açıklanan nedenlerle kararı bozmuştur.
Mahkemenin direnmeye ilişkin kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tanık anlatımlarından paylaşımla ilgili olarak davalı arsa sahipleriyle yapılan toplantılarda davacının belirtilen paylaşıma muvafakat etmediği ve bu düşünceyle arsa sahiplerinden olan davalı İ.. H..’yı vekaletten azlettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca tüm dosya içeriğine göre kat irtifakı ile tescil işlemini yapan davalı şirket yetkilisi Z.. T..’ın azledilen vekil İ.. H.. B.. ile inşaat nedeniyle iş ilişkisi içinde olduğu ve diğer davalı arsa sahiplerinin paylaşım anlaşmazlığı nedeniyle vekaletten azli bildikleri veya bilebilecek durumda oldukları da ortadadır. Bu durumda azledilen vekil İ.. H.. ile bu azli bilen veya bilmesi gereken şirket yetkilisinin el ve işbirliği içinde hareket ettiklerinin diğer davalı arsa sahipleri tarafından bilindiğinin kabulü gerekir.
O halde Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.’un 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 05 11.2008 gününde, oybirliği ile karar verildi.