19. Hukuk Dairesi 2016/6167 E. , 2016/14736 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin 2012 yılında açık hesap usulüyle başladığını, müvekkili tarafından muhtelif malzemelerin alınması için davalıya sipariş verdiklerini, davalı şirketin de fatura karşılığı olmak üzere müvekkili şirkete muhtelif mal teslim ettiğini, ancak zaman içerisinde davalı tarafın müvekkili şirketin siparişlerini teslim etmeyi aksatmaya başladığını, müvekkilince yapılan ödeme miktarının teslim alınan mal değerini aşınca karşılığında herhangi bir mal teslim edilmeyen fazlaya dair diğer çeklerin ödenmediğini, davalı şirketin müvekkilinden teslim aldığı fakat karşılığında herhangi bir mal teslim etmediği bir kısım çekleri müvekkili şirkete iade ettiğini, ancak dava konusu çeklerin de içinde olduğu bir kısım çeklerin iade edilmediğini ve müvekkili aleyhine .... İcra Müdürlüğü"nün 2013/730 takip sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, icra takibi nedeniyle müvekkili şirketin banka hesabında bulunan 29.239,55 TL"sine haciz konularak davalı alacaklı şirkete ödendiğini, müvekkilinin davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmayıp alacaklı durumda olduğunu, davalının gerçekte alacaklı olmadığı çeklere istinaden takip başlattığını ileri sürerek, müvekkilinin icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, ödenen 29.239,55 TL"nin istirdadına ve % 20"den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirkete olan borçlarını ödemek amacıyla icra takibine konu çekleri verdiğini, çeklerin ödenmediğini ve banka tarafından karşılıksızdır işlemi yapıldığını, bunun üzerine müvekkilinin davalı hakkında icra takibi başlattığını, çekin bir ödeme aracı olduğunu, kimsenin borçlu olmadığı yerde yüksek miktarlı çeki düzenleyip vermeyeceğini, çekin verilmiş olmasının bu çekin karşılığının alındığını gösterdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafça takibe konu çeklerin bedelsiz olduğu iddiasının yazılı delille usulen ispatlanamadığı ve davalı tarafa yemin teklifinde bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 14/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.