Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9522
Karar No: 2017/2984
Karar Tarihi: 12.04.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9522 Esas 2017/2984 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı Hazine vekili, davalı belediyenin imar uygulamasına dayanarak kök parselin bir kısmının kendilerine tahsis edildiğini ancak bu parsellerin amaç dışı kullanıldığını belirtmiş ve tapunun iptalini istemiştir. Mahkeme önce davanın kabulüne karar verse de Yargıtay sonrasında davanın reddine hükmetmiştir. Tapu sicilinin tutulması prensipleri incelenerek kapanan yollardan ihdas edilerek oluşturulan parsellerin belediye adına kaydedilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca davacı Hazine'nin bu taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı bulunmamaktadır. Kararda, 3194 sayılı İmar Kanunu düzenlemelerinin kamu düzenine ilişkin olduğu belirtilerek, kazanılmış hak olgusundan söz edilemeyeceği ifade edilmiştir. Bu nedenle, son imar uygulaması sonucu oluşan tapu kaydının iptali davacı tarafından istenemeyeceği belirtilmiştir. Kararda, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin birden fazla davalı aleyhine açılan dava reddedildiğinde, ret sebebi ortak olan davalıların vekiline tek vekalet ücreti ödeneceği hükmüne yer verildiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir:
14. Hukuk Dairesi         2016/9522 E.  ,  2017/2984 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 17.12.2015 gün ve 2015/15351 Esas, 2015/11721 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı Hazine vekili, .... Köyünde davalı ... Belediyesinin 37 no"lu düzenleme bölgesinde imar uygulaması yaptığını ve kapanan yollardan ihdasen adı geçen belediye adına oluşturulan 784 (2044) sayılı kök parselin 5401 ada 2 sayılı imar parseline tahsis edildiğini, bilahare ... Büyükşehir Belediyesi tarafından da aynı bölgenin imar düzenlemesine tabi tutulması sonucu 5622 ada 7 sayılı imar parselinin meydana getirildiğini, oysa kapanan yollardan ihdas edilen parsellerin, 3194 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince amacı dışında kullanılamayacağını, taşınmazın dava tarihinde dahi fiilen tarım yapmak suretiyle amacı dışında kullanıldığının tespit edildiğini, ... Belediyesi ve ... Büyükşehir Belediyeleri tarafından yapılan her iki uygulamanın idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek 5622 ada 7 sayılı imar parselinde ... Belediyesi adına tescilli olan 301 m2"lik kısmın tapusunun iptali ile davacı adına tescilini aksi taktirde 24.080,00 TL"nin davalılardan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından 2012/3794 Esas, 2012/4295 Karar sayılı ilamıyla “Çekişmeli taşınmazın dayanağını oluşturan idari işlemin idari yargıda iptal edilerek kesinleştiği, böylece taşınmaza ait sicil kaydının TMK"nın 1025. maddesi hükmü gereğince yolsuz tescil durumuna düştüğünün sabit olduğu, ancak böyle bir davayı açması gerekli olan kişinin imar öncesi taşınmazda mülkiyet sahibi
    olması gerekeceği, çekişmeli taşınmazın öncesini oluşturan 784 parsel sayılı taşınmazın 3194 sayılı İmar Kanununun 17. maddesi uyarınca yoldan ihdasen ... Belediyesi adına sicil kaydı oluştuğuna göre taşınmazın üzerinde Hazine"nin mülkiyetten kaynaklı bir hakkının bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, kabule göre de imar parselleri hakkında imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olmasının doğru olmadığı gibi ihyasına karar verilen 784 parsel sayılı taşınmazın 5622 ada 7 parsel sayılı imar çapının içinde kapsadığı bölüm belirlenip krokiye bağlanmadan, sadece anılan imar parseli içinde kaldığı belirlenerek infazda sorun çıkaracak biçimde karar verilmesi de isabetsizdir” gerekçesiyle bozulmuştur. Davacı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2012/14981 Esas, 2012/15948 Karar sayılı ilamında “....Belediyesince yapılan 42 no"lu imar düzenlemesinin çekişme konusu alanla ilgili olarak halen geçerliliğini koruduğu, anılan 42 no"lu imar düzenlemesi ile ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağının bulunmadığı da gözetilerek mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması bu sebeple de doğru olduğuna göre işin esası bakımından Daire kararında bir isabetsizlik yoktur.
    Ancak, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğundan, hüküm altına alınması gerekli karar ilam harcı ve avukatlık ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir” denilerek vekalet ücreti ve harca ilişkin hususların da bozma kapsamına alındığı anlaşılmıştır.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda imar parselinin oluşumuna ilişkin ... Belediyesinin 08.06.1998 tarihli ve 3270 sayılı Encümen Kararına istinaden 42 no"lu imar uygulamasının yapıldığı, 42 no"lu imar uygulamasına ilişkin idare mahkemesinin iptal kararının bulunmadığı, imar uygulaması idare mahkemesince iptal edilmediği sürece davacı tarafından açılan davanın dinlenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz talebi üzerine hükmün, Dairemizin 2015/15351 Esas, 2015/11721 Karar sayılı ilamıyla hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
    Davacı vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası ile Hazine adına tescili, mümkün olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
    Tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği) bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar
    ./..
    şuyulandırmasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Böylesi bir durumda da dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekir.
    Ayrıca, kapanan yollardan ihdas olunan yerlerin 3194 sayılı Kanunun 17. maddesi hükmü uyarınca belediye adına tescili öngörülmüş ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 21. maddesi hükmü de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescili gerektiğini düzenlemiştir.
    Somut olayda, Dairemizce mahalline iade kararı gereğince getirtilen idare mahkemesi kararlarına göre ... Belediyesi tarafından yapılan 42 no"lu düzenleme bölgesine ait imar uygulama işleminin idari yargı yerinde iptal edildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmakla bu uygulama ile oluşan sicil kayıtlarının dayanaksız hale geldiği ve iptalinin gerektiği kuşkusuzdur. Ayrıca, 3194 sayılı İmar Kanunu düzenlemeleri kamu düzenine ilişkin bulunduğundan kazanılmış hak olgusundan söz edilemez.
    Ne var ki; davaya konu 784 parsel sayılı taşınmazın yoldan ihdas suretiyle ... Belediyesi adına sicil kaydının oluştuğu gözetildiğinde imar uygulaması öncesinde Hazinenin bu taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkı yoktur. Hal böyle olunca Hazinenin çekişmeli taşınmazla mülkiyet ilişkisi bulunmadığından son imar uygulaması sonucu oluşmuş tapu kaydının iptalini isteyemeyeceğinden davacı Hazine tarafından açılmış davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiş ise de davanın reddi sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşılmıştır.
    Ayrıca, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 3/2. maddesinde; " müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekiline tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunur." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davanın ret gerekçesi tüm davalılar için tek olduğundan, davalılar lehine tek vekalet ücretine yönelik hüküm verilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunması doğru görülmemiştir.
    Yukarıda açıklanan hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7. maddesi gereğince hüküm gerekçesinin ve sonucunun aşağıdaki şekilde düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüyle Dairemizin 17.12.2015 gün ve 2015/15351 Esas 2015/11721 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hüküm

    sonucunun 2. bendinin çıkarıtlarak yerine "Davalılar ile dahili davalı vekille temsil edildiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davalılar ile dahili davalı vekilinin sarf ettiği emek ve mesaisi ve ret sebebi dikkate alınarak 1.320,00-TL maktu vekalet ücreti takdiri ile davacıdan alınarak davalılar ile dahili davalıya verilmesine" şeklinde düzeltilmesine, gerekçenin ve hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatıralan karar düzeltme harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 12.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi