16. Hukuk Dairesi 2016/2457 E. , 2018/5087 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: UYGULAMA KADASTROSU
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında... İlçesi ...Mahallesi çalışma alanında ve tapuda davacı Hazine adına kayıtlı bulunan eski 1207 parsel sayılı 8.450,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 124 ada 1080 parsel numarasıyla ve 7.118,59 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı Hazine, uygulama kadastrosu sırasında Hazineye ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği ve yanlış tespit edildiği, yanlışlığın komşu parsellerden kaynaklandığı iddiasına dayanarak hasımsız olarak dava açmıştır. Yargılama sırasında davacıya ait taşınmaza komşu olan yeni 124 ada 1054, 1082 ve 1086 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastrosu tutanak asılları davalıdır şerhi konularak dosyaya getirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın uygulama tutanağının olağan yoldan kesinleştirilerek aynen tapu kütüğüne aktarılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, davacı Hazine, dava dilekçesinde adına kayıtlı bulunan 124 ada 1080 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksildiği, eksikliğin komşu 124 ada 1054, 1082 ve 1086 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığını ileri sürerek dava açtığı, mahkemece de bu parsellerin tutanak asılları dosyaya celbedilip sözü edilen taşınmazlar davalı hale getirildikleri halde, bu taşınmazların maliklerine husumet yöneltilerek taraf teşkili sağlanmamıştır. Taraf teşkili dava koşullarından olup, bu koşul sağlanmadan davanın esasına girilerek sonuçlandırılması usulen mümkün bulunmamaktadır.Hal böyle olunca; öncelikle davacıya, çekişmeli taşınmaza komşu 124 ada 1054, 1082 ve 1086 parsel sayılı taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ve duruşma gününü tebliğ ettirerek taraf teşkilini sağlaması için süre ve imkan tanınmalı, bu şart yerine getirildikten sonra öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalı bundan sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, taraf teşkili sağlanmaksızın işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 26.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.