23. Hukuk Dairesi 2014/10339 E. , 2015/912 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili asıl davada, müvekkili kooperatifin 19.6.1999 tarihli genel kurulunda ibra edilmeyen yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında alınan karar doğrultusunda ceza davası açıldığını, davalı tarafından .... 2. İcra Müdürlüğü"nün 1999/2680 E. sayılı dosyasıyla başlatılan takibe itirazlarının .... İcra Tetkik Merci"nin 2000/10 sayılı kararı ile kaldırıldığını, takibe dayanak olan 24.000,00 .... markı bedelli senet altındaki imzanın kooperatif başkan vekili .... ait olmadığını, senette “malen” yada “nakten” lafzı bulunmadığından delilini tadil eden davalının borç verdiğini senet harici delillerle ispat etmek zorunda olduğunu, davalının dayanak gösterdiği kooperatife ait 17.09.1998 tarihli numarasız karar defterindeki yazılardan farklı bir kalemle “...’den daire karşılığı 24.000,00 DM ” ibaresi ile 15.12.1998 tarihli kararda yine farklı bir kalemle “...’den 14.000,00 DM” ibaresinin sonradan eklendiğini, ancak nedense sadece 24.000,00 DM bedelli alacak için senet düzenlenip takip başlatıldığını, öte yandan eski yönetim ibra edilmeyip yeni yönetim başa geldikten sonra aidat borçlarının tahsili yönünde ..... 1. İcra Müdürlüğü"nün 1999/3952 E. sayılı dosyası ile davalı hakkında takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz etmeksizin taksitler halinde toplam 900.00 TL ödemede bulunduğunu, davalı tarafından borç olarak verildiği iddia edilen takibe konu paranın kooperatif için harcandığına dair her hangi bir kaydın bulunmadığını, 06.09.1998 tarihli genel kurulda yönetim kuruluna herbir üye için 700.00 TL borçlanma yetkisi verildiğini, ancak bu borcun üyelerden alınacak bir borç olup, üçüncü kişilerden borç alınmasının söz konusu olmadığını ileri sürerek, 1999/2680 E. Sayılı takibe konu 17.09.1998 tanzim, 30.07.1999 vade tarihli 24.000,00 DM bedelli senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2001/46 E. sayılı davada davacı vekili, aynı gerekçelerle Kütahya 2. İcra Müdürlüğü"nün 1999/2681 E. sayılı takibine konu 25.12.1998 tanzim, 25.07.1999 vade tarihli ve 13.200,00 USD tutarındaki senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı ile vekili, davalının kooperatif eski yönetim kurulu başkanı.... yeğeni olduğunu, genel kurul tarafından verilen yetkiye istinaden
.../...
S.2.
inşaatın bir an önce bitirilmesi amacıyla yönetim kurulu tarafından müvekkilinden borç alınarak karşılığında, takibe ve davaya konu senedin yetkili kooperatif temsilcileri tarafından imzalandığını, senedin ihdas sebebinin belirtilmemiş olmasının senedin zorunlu unsurlarından olmadığını, kooperatife ait defter ve kayıtlarda müvekkilinin alacağının kayıtlı olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 18.05.2004 tarih 2003/9974 Esas, 2004/5568 Karar sayılı ilamı ile, diğer temyiz itirazlarının reddiyle, davalı, dava konusu edilen bonoların, kooperatife borç para verilmesi nedeniyle kooperatifi temsil ve ilzama yetkili yöneticilerce keşide edilip kendisine verildiğini savunduğuna göre, bonoların keşide edildikleri tarih itibariyle davacı kooperatifin borçlanmaya gereksinimi olup olmadığı, gereksinimin varlığı belirlendiği takdirde davalıdan ne kadar borç para alındığı, alınan paranın kooperatif inşaat ve diğer giderlerinde kullanılıp kullanılmadığı, kooperatif kayıtlarına ve kasasına bono bedelleri kadar para girişinin olup olmadığı hususlarında yönetim kurulu ve genel kurul kararları, kooperatifin ticari defterleri ve dayanak diğer belgeleri üzerinde uzman bilirkişi kurulunca inceleme yaptırılıp rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, benimsenen bilirkişi raporuna göre; bonoların düzenlendiği tarihler itibariyle davacı kooperatifin borçlanma ihtiyacının bulunmadığı, 24.000,00 DM bedelli bonunun düzenleme tarihinin 17.09.1998 olmasına karşın, bedelin kooperatif kasasına giriş tarihinin 25.12.1998 olduğu, kooperatifin 1998 yılına ait iki ayrı yevmiye defteri olup, aynı para girişinin her iki yevmiye defterinde farklı yevmiye numaralarıyla yer aldığı ve defterlerin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, 06.09.1998 tarihli genel kurulun yönetime dışarıdan borçlanma yetkisi vermediği, karar defterinin usulüne uygun tutulmadığı gibi bir kısım eklentiler yapıldığı, dava konusu senetlere ilişkin olarak alındığı iddia edilen 17.09.1998 ve 22.09.1998 tarihli yönetim kurulu kararlarının hukuken geçerli bulunmadığı, kaldı ki davalının bu senetlere ilişkin olarak kooperatif aleyhine icra takipleri başlattıktan sonra kooperatif tarafından hakkında aidat borcu nedeniyle başlatılan takibe itiraz etmeyerek borcunu ödemiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, takibe konu senetlerin muvazaalı olarak düzenlenip davalıya verildiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulü ile davacı kooperatifin davaya konu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine, İİK.nun 72/5 maddesi gereğince 6.660,29 TL tazminatın davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 02.12.2008 gün 2007/5135 E., 2008/13725 K. sayılı ilamıyla, davalı kooperatifin eski yöneticilerinin keşide ettiği bonoların kambiyo senedi niteliğinde olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacı kooperatifin iddiasının bu bonoların gerçekte kooperatifin borçlanması olmamasına rağmen muvazaalı olarak düzenlenip davalıya verildiğine ilişkin olduğu, davalı tarafından kooperatifin borçlanmasının senet tanzim tarihlerinde olmadığı, daha önceki tarihlerde alınan 10 adet yönetim kurulu kararıyla doğduğu, borçlanma ihtiyacının bu tarihler itibariyle değerlendirilmesi gerektiği savunulduğu halde bu husus araştırılmaksızın Ağır Ceza Mahkemesi"nin 1999/130 Esas sayılı dosyasındaki 27.06.2001 tarihli bilirkişi raporunda 25.06.1999 tarihi itibariyle kooperatifin gelir ve giderlerinin birbirini karşıladığı, hiçbir mal ve hizmet alımı olmaksızın başkan ve yardımcısının gereksiz yere kooperatifi borçlandırdıklarının belirtildiğinden bahisle ve bu .../...
S.3.
tespit esas alınmak suretiyle diğer bir takım gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, oysa mahkemece gerekçeye alınan Ağır Ceza Mahkemesinin 1999/130 Esas sayılı dava dosyasında alınan gerek 27.06.2001 tarihli bilirkişi raporunda, gerekse 12.02.2002 tarihli bilirkişi raporlarına davalıya verilen bonolara ilişkin bu yönde bir belirleme bulunmadığı, tersine kooperatifin aldığı borçlarla birlikte gelirinin giderini karşıladığı tespiti yapıldığı, ve bu borçlar içerisinde davalıdan alındığı belirtilen 24.000,00 DM ile 13.200,00 USD de bulunduğu, anılan bilirkişi raporunda bahsi geçen kooperatif başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin yönetim kurulu kararı almak ve bu suretle kooperatifi hiçbir mal ve hizmetin karşılığı olmaksızın borçlandırmak suretiyle görevi kötüye kullandıkları yönündeki belirlemenin dava dışı .... verilen iki adet senetle ilgili olup davalı ile bir ilgisi bulunmadığı, bu durumda mahkemece ..... Ağır Ceza Mahkemesi"nin dosyası getirtilerek kesinleşen maddi olgunun belirlenmesi ve bu arada TTK. 84 maddesi de değerlendirmek suretiyle hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamına göre; ... Ağır Ceza Mahkemesi"nin 1999/130 E, 2007/54 K. sayılı dosyasında, sanıklar ....davacı kooperatifin başkan ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları, muhtelif şahıslardan 1993 ve 1999 yılları arasında toplam 187.517,44 TL borç aldıklarının tespit edildiği, borç alınan şahısların isimleri, döviz cinsinden borç tutarları, borçların yevmiye defterine TL cinsinden kaydedilen tutarlarına bakıldığında 1997 yılında 13.200,00 USD, 1998 yılında 119.768,00 DM, 1999 yılında 1.302,00 TL olmak üzere kooperatif bünyesine katılan toplam para tutarının 290.339,95 TL olduğunun belirlendiği, gelir ve giderler arasındaki artı bakiyenin 14.392,21 TL olduğu, devredilmesi gereken para tutarı bu olmasına rağmen 24.06.1999 tarihi itibariyle yeni yönetime 694,36 TL devredildiği, eksik kalan miktarın adı geçenlerin zimmetinde olduğu kabul edilerek sanıklar hakkında zimmet suçundan mahkumiyet kararı verildiği ve bu kararın Yargıtayca onararak kesinleştiği, ....hükme esas aldığı 22.04.2004 tarihli rapor incelendiğinde; yevmiye defterine göre ..."den 04.03.1997 tarihinde 7.000,00 USD, 13.05.1997 tarihinde 3.000,00 USD, 08.09.1999 tarihinde 3.200 USD borç alındığı, 31.10.1997 tarihinde 4.000,00 DM, 16.11.1997 tarihinde 1.350 DM, 28.11.1997 tarihinde 4.500,00 DM, 25.12.1998 tarihinde 40.000,00 DM tutarında borç aldığı tespitine yer verildiği, ceza dosyasında bulunan 12.02.2002 tarihli ..... Uzman denetçilerinin raporlarında 19.06.1999 tarihli genel kurulda söz alan .... bu tarih itibariyle ..."den 24.000,00 DM ve 13.200,00 USD tutarında borçlu olduğunu tespitine yer verilerek muhtelif şahıslardan 127.200,00 DM, 13.200,00 USD alındığı, söz konusu borcun kooperatifin inşaatının yapım işlerinde kullanıldığı tespitine verildiği, yine ceza mahkemesi dosyasında bulunan 07.07.2002 tarihli bilirkişi raporunda davacı kooperatifin 24.000,00 DM ve 13.200,00 USD meblağlı senetlerden dolayı davalı kooperatifin davacıya borçlu bulunduğunun tespit edildiği, yine ceza dosyasında alınan 29.12.2003 tarihli bilirkişi Hayrettin Bakır"ın raporunun 6. sayfasında 19.06.1999 tarihli genel kurulda ..."ye 24.000,00 DM ile 13.200,00 USD miktarında borç olarak tesbit edildiği, tüm bu hususlar dikkate alındığında mevcut kooperatif kayıtlarından kooperatif gelirleri arasında kooperatifin davalıdan aldığı borçlara da yer verilmiş olduğundan defterlerin kooperatif aleyhine delil teşkil edeceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
.../...
S.4.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15. gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.