Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7374
Karar No: 2015/911
Karar Tarihi: 17.02.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/7374 Esas 2015/911 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/7374 E.  ,  2015/911 K.

    "İçtihat Metni"

    ....

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili,.....2011/25433 E. ve 2011/25078 E. sayılı dosyasıyla dava dışı borçlu .... hakkında icra takipleri yapıldığını, borçlu şirketin yetkilisi olan .... 06.12.2011 tarihinde borçlu şirkete icra kefili olduğunu ve bu şahsın üzerine kayıtlı olan bağımsız bölümlerin tapu kaydı üzerine haciz konulduğunu, .... adlı şahsın da aynı borçlular hakkında ......İcra Müdürlüğü"nün 2011/6732 E. sayılı dosyasıyla bonoya dayalı icra takibi yaptığını ve bu dosyadan da aynı taşınmazlara haciz konulduğunu, ancak daha sonra ... bu icra alacağını..... Noterliği"nin 23850 yevmiye ve 01.12.2011 tarihli temlik sözleşmesiyle davalı şirkete temlik ettiğini, haciz konulan bu taşınmazların satıldığını, ipotek alacaklısının alacağı ödendikten sonra kalan kısım tüm alacaklıların alacağına yetmediğinden düzenlenen 25.06.2012 tarihli sıra cetvelinde tümünün ilk sırada yer alan davalı şirkete ödenmesine karar verildiğini, oysa davalının hem takibe dayanak bonosunun, hem de temlik sözleşmesinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalının alacağının sıra cetvelinden çıkarılıp davalıya ayrılan payın davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, somut olayda ilk alacak-borç ilişkisinin ilk takip alacaklısı olan ....le borçlu...arasında gerçekleştiğini, ..."ın .... ... Ltd. Şti."ni temsil ve imzaya yetkili müdürü olduğunu, takip borçlusu..."nun ise ... .... Ltd. Şti."ni temsil ve imzaya yetkilisi olduğunu, sıra cetvelinin düzenlendiği takip dosyasının dayanağı olan bonoda her ne kadar alacaklı taraf ..., borçlu taraf...yazılarak gösterilmiş ise de, esasen ve gerçekte bonoya konu alacağın ..."ın yetkilisi olduğu .... ... Ltd. Şti."ne ait olduğu asıl borçlunun ise..."nun yetkilisi olduğu ... .... Ltd. Şti. olduğunu, davalı şirket ile ..."ın yetkilisi olduğu .... ... Ltd. Şti. arasında 2007 yılından beri mevcut olan mal alım satımından kaynaklanan ticari ilişki gereği müvekkil şirketin dava dışı .... Ltd. Şti."nden alacaklı olduğunu, muvazaalı olduğu iddia edilen takibe konu bononun ilk alacak ve borç ilişkisinin ... ile...arasında gerçekleşmiş olması, ancak bahse konu şahısların ve yetkili olduğu şirketlerin davalı olarak dava dilekçesinde gösterilmemiş olması sebebi ile usulen dava dilekçesinin reddi gerektiğini, müvekkilinin muvazaalı olduğu iddia edilen takibe konu bonoda ilk alacak ve borç ilişkisinde taraf olmayıp iyiniyetli temlik alacaklısı olduğunu, bu nedenle davada husumet ehliyeti bulunmadığını, ayrıca davacının hukuki yararının olmadığını, takibe konu bononun ve alacağının muvazaalı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    .../...


    S.2

    Mahkemece, iddia, savunma benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı şirket ile temlik eden ..."ın yetkilisi olduğu dava dışı .... ... Ltd. Şti."nin 2008 yılından itibaren ticari faaliyette bulundukları, bu ticari faaliyet kapsamında davalının dava dışı .... ... Ltd. Şti."nin 31.12.2011 tarih itibariyle 11.672.410,36 TL borçlu bulunduğu, taraflar arasındaki borç alacak ilişkisinin gerçek bir ilişkiye dayandığı, fiktif bir borç alacak ilişkisi olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
    Somut olayda dava, 6102 sayılı TTK"nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra 10.08.2012 tarihinde açılmış olup, 6102 sayılı TTK"nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Mezkur Yasa"nın 5/1. maddesi uyarınca aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.
    Ne var ki, İİK"nın 142/1. maddesinde "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir." hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK"nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Dairemizin 04.06.2013 tarih ve 3440 E., 3763 K; 15.09.2014 tarih ve 2019 E., 5643 K; 15.10.2014 tarih ve 1764 E., 6313 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere; HMK"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme (alacağın sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın ) HMK"nın 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (....).
    6100 sayılı HMK"nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK"nın 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça temyize gelmese dahi temyiz mahkemesince re"sen gözetilmelidir. Somut olayda, taraflar tacir ise de, davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi, uyuşmazlık davalı ile borçlu arasında düzenlenen bononun ve temlik sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığından kaynaklanmaktadır.
    Bu durumda, mahkemece, davanın nispi ticari dava olmadığı ve dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu gözetilerek; HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin .../...

    S.3

    dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, esasa ilişkin gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve hükmün bu nedenle re"sen bozulması gerekmiş ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, (davacı vekilinin temyiz itirazları incelenmeksizin) HUMK"nın 438/son maddesi gereğince gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasının 1, 2, 3, 4 ve 5. bentleri çıkarılarak, yerine 1. bent olarak "HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine""; 2. bent olarak, ""HMK"nın 331/2. maddesi uyarınca davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına" ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi