23. Hukuk Dairesi 2014/4750 E. , 2015/910 K.
"İçtihat Metni".....
Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 17.07.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 18.09.2009 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, bu süre içerisinde davalı yüklenici tarafından davacı ve müştereklerine ait arsa üzerinde bulunan iki katlı evin de yıktırıldığını ileri sürerek, yıkılan evden dolayı davacının hissesine düşen kira kaybı bedeli 3.325,00 TL ve yıkılan evin değerinden davacının hissesine düşen 8.860,00 TL olmak üzere toplam 12.185,00 TL"nin yıkım tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalılardan ... ile davacı arasında bir sözleşme olmadığını belirterek, bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddini, diğer davalı ile davacı ve müşterekleri arasında adi yazılı şekilde yapılan sözleşme gereği arsadaki evin yıktırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının hissedar olduğu sözleşmeye konu taşınmazda davacı ve dava dışı paydaşların elbirliğiyle malik oldukları, davacının miras şirketine temsilci tayini ya da diğer hissedarların davaya dahil edilmesi talebinin olmadığı ve taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 02.04.2013 tarih ve 329 Esas, 2078 Karar sayılı ilamıyla, davacının talebinin menfi kararın tazmini istemine ilişkin olmakla, TMK"nın 692. maddesinde belirtilen taşınmazın tamamına yönelik tasarruf işlemi niteliğinde olmadığı, mahkemece, talep edilen zararlarla ilgili uyuşmazlığın esası incelenip taraf delilleri toplanıp taraflar arasında adi yazılı sözleşmenin pay devri yapılmak ya da önemli ölçüde ifa edilmek suretiyle geçerli hale gelip gelmediği hususu üzerinde durulması, bu şekilde geçerli hale gelmemişse tarafların ancak birbirlerine verdiklerini BK"nın 61. maddesine göre sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebileceği, menfi zararın istenemeyeceği; şayet sözleşmede anıldığı şekilde sonradan geçerli hale gelmiş ve bundan sonra sözleşme taraflarca geriye etkili olarak feshedilmiş ise BK"nın 108/2. maddesindeki olumsuz zararın talep edilebileceği gözetilerek, yukarıda açıklanan ilkeler de dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, tapu kaydına göre paydaşlar arasındaki mülkiyetin elbirliği ile mülkiyet olmayıp paylı mülkiyet olduğu hususu da gözden kaçırılarak, taraf teşkili sağlanmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
.../...
S.2.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamına göre; taraflar arasında adi yazılı şekilde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, davalıların ruhsat almaksızın davacının taşınmazında bulunan binanın yıkımını yaptıkları ancak yeni inşaata başlamadıkları, davacı tarafından 18.09.2009 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği, sözleşmeden haklı olarak dönen tarafın, temerrüde düşmekte kusurlu olan taraftan BK’nın 108. maddesi uyarınca ancak menfi zarar talep edebileceği ve taraflar arasındaki şekil koşuluna uygun olmadığı için geçersiz olan arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin fiilen hayata geçirilemediği, tarafların edimlerini yerine getirmediği, davacı tarafça davalılara pay devri yapılmadığı, adi yazılı sözleşmenin geçerli hale gelmediği, geçersiz olan sözleşme gereğince davacının menfi zararını talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.