![Abaküs Yazılım](/7.png)
Esas No: 2021/153
Karar No: 2022/578
Karar Tarihi: 28.06.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/153 Esas 2022/578 Karar Sayılı İlamı
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/153 Esas
KARAR NO : 2022/578
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ: 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı dava dilekçesinde özetle; Antalya ... İcra Müdürlüğünün ...E. S.lı dosyası ile aleyhime başlatılan icra takibine konu olan ... Bankası A.Ş Antalya Şubesinin ...seri nolu ...keşide tarihli , Keşide yeri Antalya olan 20.000TL bedelli çek sebebi ile davalılara borcu olmadığımın tespiti ile tedbir kararı verilerek Antalya ... İcra Müdürlüğünün ... E. Dosyasındaki icra takibinin durdurulmasına ; ve yine aynı çek ile ilgili Antalya ...İcra Ceza Mahkemesinin ...E. S.lı dosyası hakkında yapılan çek şikayeti dosyasının da beraat kararı verilmesi ve Borçlu olmadığımın tespiti ne yönelik menfi tespit kararı verilmesi için bu davayı açma zorunluluğum doğduğunu, davalılar dan ... Asansör hariç hiçbiri ile bir bağlantım , alacak verecek ilişkim olmadığını, Diğer bir çek ...bank “ın ...tarihli ,...seri numaralı ,ve yine 20.000TL bedelli çek olduğunu, bu çeki de bana teslim edeceğini söyleyen ve biribirimizden hiçbir hak ve alacağımız olmadığını belirten ...ile ve şahitler ile hazırladıkları fesih namenin olduğunu, Kötü niyetli davaranan ...diğer davalılara cirolamış ve tarafımı işin içinden çıkılmaz bir hale soktuğun, Çeki davalılardan ... Asansöre ,ardından ...“na ardından ,... isimli “şahsa cirolandığını, bu sebeple bu kişileri de tanıdığını, herhangi bir borcum da bulunmamaktadır. Akabinde Antalya ... İcra müdürlüğü'nün ... esas numaralı dosyası ile hakkımda icra takibi başlatıldığını, Ayrıca Antalya ... İcra Ceza Mahkemesindede çek şikayetinde bulunulmuş , ve hakkımda mahkumiyet kararı verildiğini, Dava konusu çekleri verdiğim ...Asansör yetkilisi ... ile anlaşmamız karşılığında , bu çeki verdiğini, İşlerimi yapmadığı için sözleşmeyi karşılıklı olarak feshettiklerini ,Çeki 3 ay içinde davacıya bana geri verileceğini, , ancak verilmediğini, tedavüle sokmuş bu nedenle diğer davalıların da eline geçtiğini, adli Yardım talebimin kabülü ile: ileride telafisi imkansız zararların ortaya çıkması ihtimaline binaen ; Antalya ... İcra Dairesinin ...e. S.lı dosyasının ve Antalya ...İcra Dairesinin ... E.s.lı dosyalarının ;dava konusu icra takibi ile ilgili olarak ; hakkımda başlatılan takiplerin teminatsız dava sonuna kadar durdurulmasına; Davamın kabülü ile davalılara herhangi bir borcum olmadığından , menfi tespit davamın kabülüne; Hakkımda açılmış olan ve bu çeklerle ilgili açılacak olan davalar ve icralar açısından da borçlu olmadığımın tespitine ; Davalılar ; haksız ve kötü niyetli olduğundan ; fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile çek miktarının 420 sinden aşağı olmamak üzere takdir olunacak tazminata mahkum edilmelerini ; Dava konusu çeklerin hükümsüzlüğüne karar verilerek ; tarafıma iadesine karar verilmesini, Yargılama giderleri vekalet ücreti vs. giderlerin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı ...vekili cevap dilekçesinde özetle; Haksız ve hukuki mesnetten uzak iş bu davanın reddi gerektiğini, Davalı müvekkil Antalya ...İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasında alacaklıdır. İş bu icra doyasında müvekkil davacı keşideciye ve diğer davalılara karşı çek'in gününde ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, Davacı ile diğer davalılar arasındaki hukuki ilişkiyi davalı müvekkil bilmediğini, Davalı müvekkil iyiniyetli hamil olarak dava konu çekin gününde ödenmemesi nedeniyle yasal işlemlere başlattığını, Zaten davacı dava dilekçesinde bu hususu doğruladığını, bu nedenle davalı müvekkil aleyhine açılmış bulunan iş bu davanın reddedilmesi gerektiğini, davanın reddine,- Davacı borçlunun takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK'nun 72. Maddesi gereği icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
İcra takip dosyaları getirtilerek incelenmiştir.
Antalya ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası incelenmiş; alacaklının ... borçluların ..., ... A.Ş., ... olduğu, 17.970,00.-TL çek, 57,50 Avans faizi, 53,91 Komisyon, 1.797,00.-TL Çek tazminatı olmak üzere toplam 19.878,51.-TL alacağın tahsili talebi ile Kambiyo senetlerine özgü haciz istemli takip açıldığı anlaşılmıştır.
Antalya ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası incelenmiş; alacaklının ...; borçluları ... olduğu, 17.970,00.-TL asıl alacak, 57,60 Avans faizi, 53,91 Komisyon, 1.797,00.-TL Çek tazminatı olmak üzere toplam 19.878,51.-TL alacağın tahsili talebi ile Kambiyo senetlerine özgü haciz istemli takip açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; Antalya ...İcra Dairesinin ...Esas sayılı takip dosyası ve Antalya ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı takip dosyasına konu çeklerden dolayı davacının tüm davalılara borcunun bulunup bulunmadığının tespitine ilişkindir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." (TMK m. 6 m.).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle ortadan kalktığını ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkâr ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle sona erdiğini ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir.
Görülmektedir ki, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır.
Bilindiği üzere kambiyo senetleri iyi niyetli üçüncü kişi konumundaki ciranta ve hamiller yönünden sebepten mücerrettir. İyi niyetli üçüncü kişilere karşı esas ilişkiden kaynaklanan defiler ileri sürelemez. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 3. Maddesine göre kanunun iyi niyete sonuç bağladığı durumlarda iyi niyetin var olduğu karine olarak kabul edilir
6102 sayılı TTK'nın 818. maddesinin yollaması ile çekler hakkında da uygulanması gereken 687. maddesi gereğince keşideci borçlu lehtara ve cirantalara karşı ileri sürebileceği şahsi def'ilerini iyiniyetli hamile karşı ileri süremez. Ancak, hamilin çeki devralırken bile bile keşidecinin zararına hareket ettiğini kanıtlaması halinde anılan def'iler hamile karşı da ileri sürülebilir. Yani, davacının hem senedin bedelsiz olduğunu hem de davalı hamilin bile bile kendisinin zararına hareketle senedi iktisap ettiğini ispatlaması gerekir.
6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunun davaya son veren taraf işlemleri başlıklı 308 maddesine göre, kabul davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. HMK nın 309 ve devamı maddelerinde de kabul ile ilgili hükümlere yer verilmiştir. Bu maddelere göre, kabul dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. 311 maddesine göre de kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Açıklanan yasal mevzuat ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı ile Davalılardan ...arasında asansör kurulum konusunda sözleşme ilişkisinin olduğu, 15/10/2019 tarihli fesihname başlıklı belge ile sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiği ve 20.000,00-TL bedelli 2 adet çekin ...'ya iade edileceğinin kararlaştırıldığı, davalı ...'in mahkememiz huzurunda alınan imzalı beyanı ile fesihname ve içeriğini kabul ettiği, davacının takibe konu çeklerden dolayı kendisine borcunun bulunmadığını, fesihnamede belirtilen çeklerin takibe konu çekler olduğunu kabul ettiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar menfî tespit davalarında kural olarak ispat yükü davalı (alacaklı) tarafa ait ise de, davaya konu 2 adet çekte davacının keşideci, davalı ...'in lehtar, diğer davalıların da ciranta ve hamil konumunda olduğu, davacı ve davalı ... arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğu, davacı ile diğer davalılar arasında ise sadece kambiyo ilişkisi bulunduğu, davalı ...haricindeki davalıların dava konusu çeklere ciro yoluyla hamil olduğu; 6102 sayılı TTK m. 687 " Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def'ilerini başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zazrarına hareket etmiş olsun." hükmü gereğince davacı keşidecinin, lehdar ile arasındaki temel ilişkiden kaynaklanan şahsi defileri davalı takip alacaklısına ve diğer davalılara karşı ileri sürebilmesi için, bu davalıların çekleri iktisap ederken bile bile borçlunun (davacı keşidecinin) zararına hareket ettiğinin, yani kötüniyetli olduğunun kanıtlanması gerektiği, bu hususta ispat yükünün davacıda olduğu anlaşılmaktadır. Ancak somut olayımıza bakıldığında; davacı tarafça bu hususta ne dava dilekçesinde iddiası vardır ne de davalıların dava konusu çeklerin iktisabında kötüniyetli oldukları yönünde ayrıca yazılı talep ve delil sunmuştur.
Bu haliyle davacının (keşideci), lehdar ile aralarındaki sözleşmesinden kaynaklı def'ilerini hamile karşı ileri sürebilmesi için gerekli olan hamilin kötüniyetinin (bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin) olduğu ispat etmesi gerekirken, dilekçesinde kötüniyetli iktisaba yönelik iddiası olmadığı gibi neticeten davacı (keşideci) tarafın davalının (hamilin) kötüniyetini (bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini) yöntemine uygun delillerle ispat edemediği anlaşıldığından, davayı kabul eden davalı ...yönünden davanın kabulüne diğer davalılar yönünden menfi tespit davasının reddine, İİK'nun 72/5 maddesi gereği kötüniyet tazminatının davalı ...'ten tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
Davalı ... (...) yönünden davanın KABULÜ İLE, Antalya ...İcra Dairesinin ...Esas sayılı takip dosyasına konu ...Bankasına ait 20.000,00 TL bedelli ...seri nolu çek ile Antalya ... İcra Dairesinin ... Esas sayılı takip dosyasına konu ...bank'a ait 20.000,00 TL bedelli ... seri nolu çeklerden dolayı davacının BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davalılar ...(...),...yönünden açılan davanın REDDİNE,
3-Çek bedelinin %20 tutarında hesaplanan 8.000,00 TL tazminatın davalı ...'ten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Harçlar kanunu 22.maddesi uyarınca alınması gerekli harcın 2/3'ü olan 1.821,60- TL harcın peşin olarak alınan 683,10.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.138,50-TL harcın davalı ...'den alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile Davalı ...'na verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan ilk dava masrafı 742,40-TL ile tebligat ve müzekkere masrafı olarak 493,50-TL olmak üzere toplam 1.235,90-TL yargılama giderinin davalı ...'ten alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere davacının göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya davacıya iadesine,
Dair, Davacı ... davalı ... davalı ... ile davalı ...vekili ...'ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/06/2022
Katip...
E imzalı
Hakim ...
E imzalı
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.