5. Ceza Dairesi Esas No: 2012/12907 Karar No: 2014/4289 Karar Tarihi: 16.04.2014
Zimmet ve bu suça yardım eden sıfatıyla iştirak - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2012/12907 Esas 2014/4289 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanık S.E. hakkında zimmet suçu nedeniyle mahkumiyet hükmü verdi. Ancak, diğer sanıklar hakkında verilen beraat hükümleri onandı. Türkiye Halk Bankası'nın özel hukuk statüsüne tabi tutularak kamu görevliliği kaldırıldığı için, banka personeli hakkında cezalandırma yapılması olanaksız hale gelmiştir. Sanık S.E.'nin zincirleme nitelikli zimmet suçu oluşturduğu ancak suç vasfında yanılgılı değerlendirme sonucu sadece basit zimmetten hüküm kurulduğu belirtildi. Kararda, TCK'nın 3. maddesi gereğince zincirleme suç nedeniyle yapılacak arttırımın hak ve nesafete uygun bir şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği vurgulandı. Sanığın hak yoksunluğuna hükmedilmesi gerektiği de karara eklenen ayrıntılardır. Kanun maddeleri bahsedilen maddeler: CMK 260/1, 3628 sayılı Yasa'nın 18, CMK 237/2, TCK 3, TCK 53/1-a, TCK 53/5, 5237 sayılı TCK.
5. Ceza Dairesi 2012/12907 E. , 2014/4289 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 5 - 2012/156268 MAHKEMESİ : Kütahya 1. Ağır Ceza Mahkemesi TARİHİ : 23/09/2010 NUMARASI : 2009/161 Esas, 2010/229 Karar SUÇ : Zimmet ve bu suça yardım eden sıfatıyla iştirak
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; Sanık S.. E.."i ve işlemlerini denetleme görevi bulunan kişiler hakkında denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olmak, S.. E.. hakkında ise Gediz Belediye Başkanlığı"na düzenlediği ve sahte olduğu belirtilen faturalar yönünden zamanaşımı süresi içinde mahallinde işlem yapılması mümkün görülmüştür. CMK"nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette yüklenen suçlardan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün 27/04/2012 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Yasanın 18 ve CMK"nın 237/2. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak katılma talebinin kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanıklar N.. A.., N.. D.., B.. S.. hakkında zimmete iştirak etmek suçundan verilen beraet hükümlerinin temyiz incelemesinde; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04/05/2010 gün ve 2009/7-223 Esas, 2010/104 ve 08/02/2005 gün ve 2004/5-146 Esas, 2005/7 sayılı Kararlarında vurgulandığı üzere; 25/11/2000 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 4603 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2 ve 5. fıkraları uyarınca Türkiye Halk Bankasının özel hukuk statüsüne tabi tutularak anonim şirket haline dönüştürülmek suretiyle, personeli hakkında 233 ve 399 sayılı KHK"lerin uygulanması olanağı ortadan kaldırılmış, bu suretle de anılan banka personelinin kamu görevlisi gibi cezalandırılmaları olanaksız hale getirilerek bu tarihten sonra işledikleri belirtilen ve ancak kamu görevlisi tarafından işlenebilen özgü suç niteliğinde olan görevi kötüye kullanma eyleminden fail olarak cezalandırılmaları söz konusu olamayacağından tebliğnamedeki 2 no"lu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, Sanık S.. E.. hakkında zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde ise; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Sanığın tahsil ederek mal edindiği fatura bedelleriyle oluşan açığı kapatmak amacıyla sahte faturalar tanzim ettiği gibi bir kısım eylemlerinin ödeme yapan kurumlardan temin edilen çekler, ödeme emirleri ve eki faturalar ile 13000001 no"lu hesapla ilgili ekstreler, EFT işlemleri, abonelere ait borç ve dönem tahsilatlarını gösteren listelerin karşılıklı incelenmesi sonucu, daire dışı araştırmayla ortaya çıkarılabilmesi karşısında zincirleme nitelikli zimmet suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde sadece basit zimmetten hüküm kurulması, Kabule göre de; Sanığın kastının yoğunluğu, suçu sürdürmedeki ısrarlı tutumu ve suçun işlenme süresi göz önüne alınarak TCK"nın 3. maddesi gereğince zincirleme suç nedeniyle yapılacak arttırımın hak ve nesafete uygun bir şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerekirken, eylemlerin ağırlığıyla orantılı olmayacak şekilde asgari hadden arttırım yapılmak suretiyle eksik ceza tayini, Suçun 5237 sayılı TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi nedeniyle sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.