19. Hukuk Dairesi 2016/6164 E. , 2016/14576 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tic. Mah. Sıf.)
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takibin kesinleştiğini,müvekkili şirket ile davalı arasına hiçbir ticari alışveriş bulunmadığını, takibe konu senedin şirketin eski yetkilisi ... tarafından yeni şirket yetkilisinden daha fazla para koparmak amacıyla eski tarihli olarak düzenlendiğini, ayrıca davacı şirketi kendi borcuna kefil olarak gösterme yetkisi olmadığı halde şirketi senette kefil gösterdiğini senette asıl borçlu ..."a ait iki imza olup, şirket kaşesi ve şirket adına imza atıldığına dair bir ibare olmadığından senet vasfında olmadığını, bu nedenlerle davacı şirketin senetten dolayı borcu olmadığını iddia ederek, borçlu olmadıklarının tespitiyle davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, iddiaların asılsız olup, dava dışı ..."ın davacı şirketin halen ortağı ve münferit imza ile şirketi temsile yetkili müdürü olduğunu,... Gazetesinde ilan edilmeyen sözleşmelerin müvekkilini bağlamadığını, takip konusu senedin kambiyo senedi vasfını taşıdığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece senedin tanzim tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nun 542. maddesi yollaması ile aynı Yasanın 321. maddesinde şirket müdürünün görevinin şirket maksat ve konusuna dahil olan her nevi iş ve hukuksal işlemleri şirket adına yapmak ve şirket unvanını kullanmak olduğu açıkça belirtilmiş olup, davacı şirketin ana sözleşmesinde yer alan amaç ve konusu da dikkate alındığında 3. şahısların borçları ile ilgili aval vermek gibi bir amaç ve konusunun söz konusu olmadığı, şirket yetkilisinin kendi şahsi borcu ile ilgili yetkilisi olduğu şirketi borçlandıramayacağı ayrıca taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davacı iddialarının doğru olduğu, kötüniyet tazminatı koşullarının olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının dava konusu senede tanzim tarihinde yetkilisi vasıtası ile aval verdiği senet içeriğinden anlaşılmaktadır. Senedin keşidecisi aval veren şirketin yetkili temsilcisidir. Aval imzasının da aynı kişiye ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle temsilcinin çifte temsilinin kötüye kullanıldığının anlaşılmasına göre usul ve yasaya uygun hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 10/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.