Taraflar arasındaki "Tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Pendik 1..Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 29.11.2005 gün ve 50-533 sayılı kararın incelenmesi,davacı ve davalılar Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.9.2006 gün ve 3444-5635 sayılı ilamı İle; (...Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı kadastro çalışmaları esnasında tespit harici bırakılan bir parça taşınmazın dava dışı üçüncü kişiden satın ve devralma ile kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetliğe dayanarak vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekilleri, davaya konu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve orman sayılan yerlerden olduğunu, kadastro çalışmaları esnasında da fundalık olarak tespit dışı bırakıldığını, zilyetlikle kazanılmaya elverişli yerlerden olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, harita mühendisi Y.G..tarafından düzenlenen krokiye göre C, D ve R harfleri ile gösterilen 35.606.42 m2 yüzölçümlü taşınmaz bölümlerinin davacı adına tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine, hükmün kabule ilişkin bölümü davalılar Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekilleri, redde ilişkin bölümü ise davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava TMK. nun 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddelerine dayanan tescil davasıdır. Bu maddeler uyarınca bir yerin tesciline karar verilebilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında tescile konu taşınmazın nitelik bakımından da kazanmaya elverişli yerlerden olması gerekir.
Mahkemece taşınmazın niteliğini belirlemek bakımından taşınmaz başında müteaddit defalar keşif yapılmış, keşfe katılan Orman Mühendisi Bilirkişi K.Ş..08.11.2001 günlü raporunda taşınmazın krokiye göre C, D ve R harfleri ile gösterilen bölümlerinin kültür arazisi niteliğinde yerlerden olduğunu, kalan kısmın taşlık ve çalılık yerlerden olduğunu bildirmiş, Ziraat Mühendisi Bilirkişi F.A.22.01.2003 günlü raporunda taşınmazın tamamının kültür arazisi vasfında yerlerden olduğunu açıklamıştır.
Bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması ve taraf vekillerinin itirazı üzerine mahkemece 16.07.2004 tarihinde iki ziraat mühendisinden oluşan bilirkişi kurulu ile taşınmaz başında tekrar keşif yapılmış, bilirkişilerden ortak rapor alınmış, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilerek toplanması gereken tüm deliller toplanmıştır. Ziraat Yüksek Mühendisi A.İ.Ç. ve Ziraat Mühendisi H.E.tarafından dosyaya sunulan 30.09.2004 günlü bilirkişi raporunda, davaya konu taşınmazı önceki bilirkişi raporlarında olduğu gibi parçalara ayırmanın doğru olmayacağı, taşınmazı bir bütün olarak ele aldıklarında, zirai faaliyete uygun olmayan, bidayetten beri işlenmeyen, muhafaza makiliği niteliğinde yerlerden olduğu, üzerindeki fundalık ve çalılıktan oluşan bitki örtüsünün 1-2 yıldan beri dozerle kaldırılmış olduğu, taşınmazın kültür arazisi vasfında yerlerden olmadığı bildirilmiştir.
Mahkemece ikili uzman ziraatçı bilirkişi kurulu raporu göz önüne alınarak kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, gerekmediği halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, farklı bir ziraat mühendisi bilirkişiden tekrar rapor alınması, önceki uzman ziraatçı bilirkişi kurulu raporu yok sayılarak yazılı şekilde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davalı Hazine ve Orman Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesl gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının Orman Genel Müdürlüğüne geri verilmesine, 22.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.