Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/12992
Karar No: 2018/7535
Karar Tarihi: 04.07.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/12992 Esas 2018/7535 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/12992 E.  ,  2018/7535 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı , ...San. Tic. Ltd. Şti. ve ... ile dava konusu taşınmaz için 18.06.2012 tarihinde; 15.06.2012 başlangıç tarihli 4 yıl 6 ay 16 gün süreli alt kira sözleşmesi imzalandığını, alt kiracının Aralık 2012 ve Ocak 2013 tarihleri kira bedellerini ödemediğini, kira bedellerinin ödenmesi için ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3447 esas sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, kiracıların haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, borçluların itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın %20’inden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini istemiştir.
    Davalılar cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılmamıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, itirazın kaldırılmasına dair verilen hüküm, davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunması, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerdiği, açıklanmıştır.
    Açıklanan madde hükmü uyarınca; yargılamanın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilerek duruşmaya çağırılması, diğer bir anlatımla taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Bu da çıkarılacak davetiyenin Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliği ile mümkündür.
    Bu bağlamda; taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, Anayasanın 36. maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur.
    Davetin nasıl yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Tüzüğü"nde belirlenmiştir. Tebligat Kanunu’nda 6099 sayılı Yasayla yapılan değişiklik, 14.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Tebligat Kanunu’nun 10. maddesi "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir (Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./3.mad.). Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." hükmünü, T.K."nun 21/2. maddesi (Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./5.mad) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine ve yahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." hükümlerini içermektedir. T.K"nun 35/2 maddesi “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” hükümlerini içermektedir. Açıklanan Yasa hükmüne göre, adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebligat yapılması yerinde değildir.
    7201 sayılı Kanun"un 35. maddesine göre, tebligat yapılabilmesi için muhataba daha önce aynı adreste usulüne uygun olarak çıkarılan tebligatın iade olması ve aynı adrese Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılması zorunludur.
    Olayımıza gelince, davalı şirkete Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılmıştır. Dosyada, davalı şirketin, ticaret sicil memurluğu tarafından bildirilen adresine daha önce yapılmış bir tebligat bulunmadığı gibi Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligatta ticaret sicil memurluğu tarafından bildirilen adrese yapılmamıştır. Davalı şirketin usulüne uygun duruşmaya davet edilerek taraf teşkilinin sağlandığı söylenemez.
    Ayrıca UYAP üzerinden yapılan incelemede, diğer davalı ...’ın adres kayıt sistemindeki adresine Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca tebligat yapılmadan, başka adreslere yapılan tebligatların iade edilmesi nedeniyle, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligat da usulüne uygun olmadığından taraf teşkilinin sağlandığı söylenemez.
    Bu durumda mahkemece; davalı ...’ın adres kayıt sisteminde kayıtlı adresine, diğer davalı şirketin ticaret sicil müdürlüğünden bildirilen son adresine yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde usulüne uygun davetiye çıkartılıp, taraf teşkili sağlanmalı; bundan sonra, taraflara delillerini bildirmeleri için imkan sağlanıp delil bildirildiğinde de bu deliller toplanıp hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi