Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10625
Karar No: 2017/2938
Karar Tarihi: 11.04.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/10625 Esas 2017/2938 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalılar arasında açılan ortaklığın giderilmesi davasında, davacı vekili müvekkilinin alacağından dolayı icra takibi yaptığını, haciz koydurduklarını ve ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep ettiğini belirtmiştir. Davalılar cevap dilekçesi vermemişlerdir. Mahkeme davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiştir. Ancak, davalı borçlu için yapılan dava dilekçesi tebligatının usulsüz yapıldığı ve yasal şartların oluşmadan doğrudan doğruya Tebligat Kanunu'nun ilgili maddesi uyarınca yapıldığı tespit edilmiştir. Mahkeme, davalıya dava dilekçesinin Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiğini ifade etmiştir. Bu sebeple, karar bozulmuştur.
6052 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 196. maddesi hakkında bilgilendirme:
TCK 196. madde, kamu idaresinde veya genel seçimlerde hile veya baskı kullanmak suretiyle usulsüz olarak lehe sonuç elde etmek isteyen kişilere verilecek cezayı düzenlemektedir. Suça konu olan seçimler
14. Hukuk Dairesi         2015/10625 E.  ,  2017/2938 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.05.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, İİK’nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...’dan olan alacağından dolayı ... İcra Müdürlüğü’nün 2007/11669 sayılı dosyasıyla icra takibi yaptığını, miras bırakan babası ...ı adına kayıtlı ... İli, ... İlçesi ... ada ... parsel... no’lu bağımsız bölümdeki 1/2 paylı taşınmaza haciz koydurduklarını, ... İcra Hukuk Mahkemesi’nden aldıkları yetki belgesine dayanarak dava açtıklarını, ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
    Davalılar tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı ... vekili son duruşmaya katılarak raporu kabul etmediklerini belirterek değer düşük tespit edildiğinden yeniden rapor alınmasını talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    I- Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
    Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
    II- 7201 sayılı Tebligat Kanununun;
    "Bilinen Adreste Tebligat" kenar başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
    Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.",
    Hükmüne yer verilmiştir.
    Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
    Yönetmeliğin 16/2 ve 79. maddelerinde, Kanunun 21/2. maddesine göre çıkarılacak tebligatların açık mavi renkli zarflarla yapılacağı belirtilerek, bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığı, istisnai olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğuna da işaret edilmektedir.
    İlk defa bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi, tebliğ evrakının Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması, Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Yönetmeliğin 29 ve 30. maddelerince muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
    Somut olaya gelince; davalı borçlu ...’ya dava dilekçesi tebligatının, yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK"nın 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, davalı adına önceden bilinen adrese tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK"nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu görülmüştür.
    Bu durumda mahkemece, davalıya dava dilekçesinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, daha sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi