Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/3383
Karar No: 2021/1437
Karar Tarihi: 15.02.2021

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/3383 Esas 2021/1437 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, sanığın sahte nüfus cüzdanı, trafik tescil belgesi ve plakaları kullanarak resmi belgede sahtecilik suçu işlediğinin iddia edildiği bir davada karar verdi. Ancak, Tebligat Kanunu'nun hükümlerine aykırı olarak, sanığın son adresi bilinen ancak tebligata elverişli olmayan bir adres olduğundan ilanen tebligat yapılmamasına rağmen, daha önce usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmadığı halde, sanığın sorguda bildirdiği adresine yapılan tebliğ işlemi usulsüz olduğu gerekçesiyle eksik inceleme yapılıp sanık hakkında mahkumiyet kararı verildiği tespit edildi. Ayrıca, sanığın fiillerinin yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçlar mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suç mu oluşturduğu konusunda da inceleme yapılmadan karar verildiği belirtildi. Bu nedenlerle mahkeme kararı bozuldu ve sanığın hukuki durumu yeniden değerlendirilmesi istendi.
Kanun Maddeleri:
- Tebligat Kanunu'nun 10. ve 28. maddeleri
- 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK'nin \"Kamu Güvenine Karşı Suçlar\" bölümü
- TCK'nin 43. maddesi
-
11. Ceza Dairesi         2020/3383 E.  ,  2021/1437 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi uyarınca “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır” hükmü ile 6099 sayılı Kanun"la yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” hükmü ve aynı Kanun"un 28. maddesinde düzenlenen “Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır.” şeklindeki düzenlemelere aykırı olarak, yokluğunda verilen kararın sanığın dosyadaki bilinen en son adresi olan 23/02/2011 tarihli sorgusunda bildirdiği “... Mamak/Ankara“ adresine çıkarılan ve adresin yıkık olduğundan bahisle iade edilen tebligattan sonra, tebligat tarihi itibarıyla MERNİS adresi bulunmayan ve yapılan araştırmalara göre başkaca adresi de tespit edilemeyen sanığa ilanen tebliğ edilmesi gerekirken, daha önce usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunmadığı halde 09/02/2015 tarihinde sorguda bildirdiği adresine Tebligat Kanunu‘nun 35. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle, öğrenme üzerine sanığın 22/05/2020 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    1-Sanığın sahte nüfus cüzdanı, trafik tescil belgesi ve plakaları kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; UYAP üzerinden yapılan araştırmada, sanığın ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanını kullanarak gerçekleştirdiği benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle mahkûmiyetine karar verilmiş, kesinleşen ve derdest kamu davalarının bulunduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu‘nun 22/04/2014 tarihli 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nin “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu da gözetilerek açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın fiillerinin her biri yenilenen kastla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi ve mükerrer yargılamanın önlenmesi bakımından, halen derdest olduğu belirlenen İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2009/373 Esas sayılı dava dosyası ile kesinleşmiş mahkûmiyet hükmüne konu Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/694 Esas ve 2011/739 Karar sayılı dava dosyası ve UYAP üzerinden sanığın kesinleşmiş mahkûmiyet hükümlerine konu benzer nitelikteki diğer tüm davaları da tespit edilerek, kesinleşen ve yargılaması devam eden ilgili dava dosyalarının getirtilip incelenmesi, yargılaması devam eden dava dosyası ile mümkünse bu davanın birleştirilmesi, diğer davalar yönünden de bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosya içerisine konulmasından sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma sonucunda sanık hakkında yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
    2-Kabule göre de;
    a)İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü‘nün 14/04/2010 tarihli ekspertiz raporunda ve Mahkemece 08/07/2014 tarihli celsede yapılan incelemede; sanık hakkında zincirleme suçun uygulanmasında esas alınan 35 DF 701 sayılı plakalarda herhangi bir soğuk mühür izinin bulunmadığının tespit edilmesi, suç tarihinde yürürlükte bulunan 18/07/1997 tarihli ve 23053 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 30. maddesine göre, tescil plakalarında işlemi yapan tescil kuruluşu ile plaka basım işlemini gerçekleştiren kuruluşun mühürlerinin bulunmasının, anılan maddede 09/09/2011 tarihli ve 28049 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Yönetmeliğin 3. maddesiyle yapılan değişiklikle de bu tarihten itibaren yalnızca tescil kuruluşunun mührünün bulunmasının zorunlu olduğunun hüküm altına alınması, bu şekilde suça konu plakaların resmi belge niteliğini kazanabilmesi için üzerinde mührün varlığının zorunlu olduğunun anlaşılması karşısında, 35 DF 701 sayılı plakalar yönünden resmi belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmayacağı; suça konu ... adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı ve ...plaka sayılı araca ait sahte trafik tescil belgesi ile plakalar yönünden ise, 5237 sayılı TCK"nin 43. maddesinin uygulanabilmesi için “bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" ya da "aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi" gerektiği, aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı; somut olayda, sanıktan aynı anda ele geçirilen suça konu belgelerin farklı tarihlerde düzenlendiğine veya kullanıldığına dair kesin delil bulunmayıp, TCK"nin 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği nedeniyle, sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, buna karşılık sanığın güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge sayısı dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK"nin 43. maddesi uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini yasaya aykırı,
    b)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi