19. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/19 Karar No: 2019/967 Karar Tarihi: 19.02.2019
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/19 Esas 2019/967 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, davalı banka ile bir kefalet sözleşmesi imzaladıklarını ancak sözleşmenin sonradan değiştirildiğini ve kefalet miktarında farklılık olduğunu belirterek davanın kabul edilmesini talep ettiler. Mahkeme, kefalet sözleşmesindeki limit ile ilgili bölümün sonradan doldurulduğuna ve sözleşmenin sadece belirli bir kısmı için geçerli olduğuna karar verdi. Ancak, mahkemenin hesap yönlü bilirkişi raporu almadan sadece Adli Tıp raporuna dayanarak karar vermesi nedeniyle davanın yeniden incelenmesi gerektiğine hükmetti. Kanunu maddeleri açıklayıcı olarak ekleyiniz: Borçlar Kanunu, 818 sayılı Kanun.
19. Hukuk Dairesi 2019/19 E. , 2019/967 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacılar vekili,davalı banka ile dava dışı ... Gıda Kozmetik Pazarlama İnş. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. arasında 05.11.2010 tarihli kredi genel sözleşmesi akdedildiğini,davacıların sözleşmede kefil olduklarını,davacıların dava dışı şirketin kullanmış olduğu krediye 200.000,00TL için kefil olduklarını ve bu sözleşmeden kaynaklanan borcun ödendiğini,ayrıca sözleşmenin ön yüzüne ve sözleşmeyi imzalayan davacıların isimlerinin altına sonradan 500.000,00 TL ibarelerinin eklendiğini ileri sürerek,taraflar arasında akdedilen sözleşmede kefillerin sorumlu olacağı miktarlar arasında farklılık olduğundan öncelikle davacıların kefaletlerinin geçersiz olduğunun tespitine ,davalı tarafından gönderilen ihtarnamade belirtilen toplam 763.264,21 TL’den davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kefalet sözleşmesinin kuruluşu sırasında kefilin sorumluluk limitinin gösterilmesinin sözleşmenin geçerlilik şartı olduğu, dava konusu kefalet sözleşmesindeki limit ile ilgili bölümünün sonradan doldurulduğu , bu durumda kefalet sözleşmesinin 500.000,00 TL lik kısım için geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava kefalet sözleşmesinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde kefil imzalarının altına yazılan limit rakamlarının sonradan yazılmış olabileceğine dair bilirkişi raporuna istinaden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de sözleşmenin ilk sayfasında ve diğer kefillerin limit hanelerinde 500.000 TL rakamlarının yazılmış olduğu, sözleşme 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde yapılmakla kefalet sözleşmesinin geçerli olduğundan hareketle, hesap yönünden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ile bağdaşmayan Adli Tıp raporuna istinaden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 19/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.