21. Hukuk Dairesi 2019/5747 E. , 2020/440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, ayağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacılara yükletilmesine, 03/02/2020 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, iş kazası sonucu maluliyete dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalı ... ile davalı ... İşletmesinin ortak düzenlediği Argon Kaynağı eğitim kursuna katılmış, eğitim esnasında kaynattığı parçanın taşlama makinası ile çapağını alırken elini makinaya kaptırması neticesinde kaza geçirerek, malul kalmıştır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesine göre; "İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin C, D, ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.
4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesine göre "bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi denir.
4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu ile kurulan Türkiye İş Kurumunun, Kanunun 3/C maddesine göre Kurumun "iş ve meslek analizleri yapmak, yaptırmak, iş ve meslek danışmanlığı hizmetleri vermek, verdirmek, işgücünün istihdam edilebilirliğini artırmaya yönelik iş gücü yetiştirme, mesleki eğitim ve işgücü uyum programları geliştirmek ve uygulamak, istihdamdaki işgücüne eğitim seminerleri düzenleme" görevi vardır.
İş Kurumu ile diğer davalı olarak İşletme arasında davacılar murisinin kursiyer olarak eğitim görmesi için sözleşme imzalanmıştır.
Kursiyer ile Türkiye İş Kurumu veya sözleşmesinin diğer tarafı İşletme arasında iş sözleşmesi bulunmamaktadır.
Sözleşmenin 26/1. maddesine göre kursiyere ücretini ve 24/1.maddesine göre SGK"na kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin primlerini İş Kurumu ödemektedir.
Öte yandan 5510 sayılı Kanunun 5/e maddesine göre; Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler, 4 üncü maddenin (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar ve bunlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bunlar için Türkiye İş Kurumu prim ödeme yükümlülüğü olmakla birlikte bu kanun kapsamında işyeri ve işveren sayılmaz.
Davacı ... ile davalı İşletme arasında iş sözleşmesi mevcut değildir.
İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesi iş sözleşmelerinin varlığı halinde iş mahkemelerini görevli kabul etmektedir.
Olayın 5510 sayılı Yasa bakımından iş kazası sayılması SGK aleyhine açılacak iş kazası tesbiti veya işgöremezlik oranı tesbit davası dışında iş mahkemelerini görevli hale getirmez. Zira, 5510 sayılı yasanın 101. maddesine göre 5510 sayılı yasadan doğan uyuşmazlıklar iş mahkemesinde görülür.
Öte yandan, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda da mahkemelerin görevi ile ilgili bir hüküm bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözülecektir.
Hükmün davaya dosya bakmakla genel mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.