3. Hukuk Dairesi 2016/18101 E. , 2018/7510 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet-çeyiz eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ... ile aralarındaki boşanma davasının halen derdest olup, davalılar tarafından babasının evine bırakıldığı ve bir daha da evine dönme imkanı bulamadığı için 21.01.2013 tarihli çeyiz senedinde yazılı olan 10 gremise altın, bir çift altın yüzük, bir adet normal saat, 1 adet 20 gr. burma bilezik, bir takım altın setten oluşan ziynet eşyaları ile 82 ekran arçelik plazma televizyon, 1 adet çamaşır makinası, 1 adet bulaşık makinası, 1 adet arçelik elektrik süpürgesi, 1 adet arçelik no-frost iki kapılı buzdolabı, 1 adet arçelik set üstü ocak, 1 adet singer elektrik dikiş makinası, 1 adet yatak odası takımı, 1 adet gümüşlük, 9 adet makina halısı, 2 adet yün yatak, 4 adet sünger yatak, 8 adet baş yastığı, 8 adet yün yorgan, komple mutfak setinden oluşan çeyiz eşyalarının davalılar ile birlikte yaşadığı müşterek hanede kaldığını, çeyiz senedinde yazılı olmayıp düğün töreninde takılmış olan 75 adet çeyrek altın ile bir miktar parayı da düğün sonrası kayınvalidesi olan davalı ..."nın zorla elinden aldığını ve bir daha da geri vermediğini ileri sürerek, söz konusu ziynet ve çeyiz eşyalarının mümkünse aynen, mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.000,00 TL"sinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davalı ... yönünden okuma yazma bilmediği ve bu nedenle imza atamadığı halde ev eşyalarının yazılı olduğu söylenerek çeyiz senedinin imza yerinin tabiri caizse kendisine karalattırıldığını, davacıya ait olup da davalı ... tarafından davacıya teslim edilmeyen hiçbir eşyanın bulunmadığını, davalı ... yönünden ise senet içeriğinin gerçeği yansıtmadığını, davacının ziynet eşyalarını evden ayrılırken götürdüğünü, ev eşyalarını ise geri birleşme ümidiyle götürmeyip müşterek evde bıraktığını, düğünde takılan çeyrek altınların sayısının 20-25 civarı olup, bunların da davalı ..."a takıldığını, yerel örf ve adet gereği erkeğe takılan altınların düğün masrafları için destek olarak nitelendirildiğini, davacının talep ettiği çeyiz eşyalarından mevcut olanları tutanak karşılığında teslim etmeye hazır olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Yapılan yargılama neticesinde mahkemece, ziynet eşyaları ve bir miktar para yönünden dava dilekçesinde belirtilen hususların ispatlanamadığı gerekçesiyle bunlara yönelik talebin reddine, davacının evden ayrılması nedeniyle evde kaldığı anlaşılan çeyiz eşyalarına yönelik talebin kabulü ile çeyiz senedinde belirtilen çeyiz eşyalarının aynen iadesine, bu mümkün olmazsa bedeli olan 2.955,00 TL"nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava çeyiz ve ziynet alacağına ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.
Somut olayda davacı ile davalılardan ..."ın evlenmeleri sırasında dosya kapsamında yer alan 21.01.2013 tarihli çeyiz senedinin düzenlendiği, söz konusu senet içeriği incelendiğinde ,""Yukarıda tüm vasıfları yazılı çeyiz eşyası ... (...) ile ..."ın evlenmesi sırasında gelin Döndü tarafından getirilmiş ve altın takılar kendisine düğün hediyesi olarak takılmıştır. Çeyiz eşyalarının varlığını kabul ederiz, taraflar arasında herhangi bir ayrılık ve talep vukuunda işbu eşyaların ve altınlarının tamamını aynen iade etmeyi kabul ettiğimiz gibi talep tarihindeki bedellerini aynen ödemeyi kabul ve taahhüt ederiz."" ifadelerinin yer aldığı, söz konusu senedin davalılar ve şahitler tarafından imzalandığı görülmektedir. Sözleşme içeriğine göre davalıların, ayrılık ve talep vukuu halinde senet metnindeki ziynet ve çeyiz eşyalarını aynen ya da bedellerini ödemek yönünde açık kabul ve taahhütleri bulunmakla, bu kabul ve taahhüt davalılar için bağlayıcıdır. Davalılar bu borcu yerine getirdiklerini ispatlayamamışlardır. Kaldı ki, tarafların boşanmalarına dair verilen ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 27.06.2016 tarih ve 2015/19837 E. 2016/12264 K. sayılı ilamıyla da onanmış olan boşanma kararının içeriği itibariyle davacının taraflar arasında çıkan tartışma ve kavga sonrasında müşterek haneden fiziksel şiddete maruz kalarak ayrılmak zorunda kalmış olması hususu da gözönünde bulundurulduğunda, çeyiz senedindeki ziynet eşyaları yönünden de davanın kabulü gerekirken, dava dilekçesinde belirtilen hususların ispat edilemediği gerekçesiyle söz konusu ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
3- Çeyiz senedinde yer almayan ancak davacının düğünde takıldığını iddia ettiği 75 adet çeyrek altın ile bir miktar paraya ilişkin olarak düğünde 20-25 adet çeyrek altının takıldığı davalı tanık beyanları ile ispatlanmış olup 20-25 adet çeyrek altın takıldığı hususu cevap dilekçesindeki beyanı üzere bizzat davalı tarafın da kabulündedir. Davalı taraf her ne kadar söz konusu 20-25 adet çeyrek altının davalı ..."a takıldığı ve köylerinde takılan çeyrek altınların takılan eşe hediye edildiğine dair yaygın bir gelenek olup, erkeğe takılan altınların düğün masrafları için destek olarak nitelendirildiği yönünde savunmada bulunmuş ise de; Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça ve aksi ispatlanmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı niteliğini kazanır.
O halde mahkemece, aksi ispat edilmediğine göre, düğünde erkeğe takılan 25 adet çeyrek altın da davalı tarafından davacıya bağışlanmış sayıldığından, 25 adet çeyrek altın yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.