14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13201 Karar No: 2017/2929 Karar Tarihi: 11.04.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/13201 Esas 2017/2929 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, bir taşınmazın 1/2 pay sahibi olduğunu ve diğer pay sahibi olan Yenal Altay'ın payını davalıya sattığını iddia ederek, davalının payının iptali ve adına tescil edilmesini istemiştir. Davalı ise taşınmazın taksim edildiğini ve pay dağılımının yapıldığını savunarak davanın reddedilmesini talep etti. Ancak, dava konusu payın öncesinde fiili taksim edildiği ve davacının ya da önceki malikinin kullandığı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Bu sebeple Yargıtay, mahkeme kararını bozmuş ve davacıya önalım hakkını kullanma imkanı verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi \"Dürüstlük kuralı\"na atıfta bulunulmuştur.
14. Hukuk Dairesi 2016/13201 E. , 2017/2929 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.03.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 11.04.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Dava, önalım hakkına dayalı payın iptali ile davacı adına tescili isteğine ilişkindir. Davacı, 4245 parsel sayılı taşınmazda bulunan kargir ev niteliğindeki taşınmazın 1/2 pay sahibi olduğunu, diğer 1/2 pay sahibi Yenal Altay"ın payını 10.000,00 TL bedelle 11.06.2010 tarihinde davalıya sattığını, davalının payının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu edilen taşınmaz üzerinde iki katlı kargir ev bulunduğunu, birinci katın davacı, ikinci katın ise satıcı paydaş Yenal Altay tarafından kullanılmak suretiyle fiilen taksim edildiğini savunarak davanın reddini savunmuştur. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Somut olayda; dava konusu edilen 4245 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 pay taşınmazın diğer paydaşı Yenal Altay tarafından 11.06.2010 tarihinde 10.000,00 TL bedelle davalıya satılmıştır. Yapılan pay satışının noter aracılığı ile bildirilmemesi nedeniyle davacı iki yıllık hak düşürücü süre içinde 09.06.2011 tarihinde açtığı dava ile önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Bu davaya karşı davalının taşınmazın fiilin taksim savunması doğrultusunda 04.03.2016 günlü bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın krokide “B” harfi ile gösterilen kısmın 1099,36 m2 olup davalıya pay satan önceki malikin kiraz bahçesi olarak kullandığı, “E” harfi ile gösetrilen 895,79 m2"lik kısmın ise davacı tarafından kiraz bahçesi olarak kullanıldığı belirtilmiştir. Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının ya da önceki malikinin kullandığı ve davalıya pay satan paydaşın kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.