13. Hukuk Dairesi 2014/12524 E. , 2015/2706 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, doğum kontrol yöntemlerinden olan rahim içi araç (spiral) taktırmak üzere başvurduğu davalı hastanede, davalı doktorun yanlış uygulaması nedeniyle akabinde 2 gün yoğun bakımda kaldığını, ölüm tehlikesi geçirdiğini ileri sürerek, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 8.000TL manevi ve fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 100,00TL maddi tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı hastanede, davalı doktor tarafından yapılan rahim içi araç (spiral) takılması sırasında yapılan yanlışlıklar nedeniyle, hayati tehlikeye maruz kalındığı iddiasıyla, maddi-manevi tazminat isteğine ilişkindir. Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesidir. Vekil, vekalet görevini yerine getirirken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışlarının özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. O nedenle vekil konumunda olan doktorların bilim ve teknolojinin getirdiği bütün imkanları kullanmak suretiyle özen borcunu yerine getirmeleri gerekir.
Mahkemece, alınan 22.05.2013 tarihli ... Adli Tıp İhtisas Kurulu raporu benimsenmek suretiyle, davanın reddine karar verilmiş ise de, alınan rapor incelendiğinde, "...daha sonrasında ..."nın uterus duvarına saplanmasından sonra yapılan ameliyatların doğru olduğu, mevcut aşamalardaki doktorlara kusur atfedilemeyeceği..." belirtilmekle, adli tıp ihtisas kurulunun, davalı doktorun hatalı olduğu iddiası bulunan müdahalesinin (rahim içi araç (spiral) takılması) değil, doğan sıkıntının giderilmesi amacıyla dava dışı doktorlarca yapılan ameliyatların değerlendirmeye tabi tutulduğu, bu nedenle adli tıp ihtisas kurulunca davaya konu olayın tam olarak aydınlatılamadığı anlaşıldığından, alınan adli tıp raporunun yetersiz olduğu görülmüştür. Hal böyle olunca, mahkemece yapılacak iş, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, aralarında dava konusu müdahale ( rahim içi araç (spiral) takılması) hususunda uzman, akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, yapılan işlemlerin tıp bilimi açısından yeterliliği hususunda, davalılara atfı kabil bir kusur olup olmadığı konusunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davalıların kusurlu olup olmadığının belirlenmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönler göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.