17. Ceza Dairesi 2018/1691 E. , 2018/5676 K.
"İçtihat Metni"
Hırsızlık, mala zarar verme ve işyeri dokunulmazlığının ihlâli suçlarından sanık ...’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/1-b, 143/1, 151/1 ve 116/4. maddeleri gereğince 5 yıl hapis, 8 ay hapis ve 2 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Bolu 2. Asliye Ceza Mahkemes"inin 16/10/2014 tarih, 2011/289 Esas ve 2014/603 Karar sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı"nca verilen 27/02/2018 tarih ve 94660652-105-14-9549-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 07/03/2018 tarih ve 2018/18580 sayılı ihbarnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
MEZKUR İHBARNAMEDE:
Sanık ile birlikte suç işleyen dosyanın diğer sanıklarının temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesi"nin 07/11/2016 tarih, 2016/7090 Esas ve 2016/14833 Karar sayılı ilâmında, “1-Sanıkların tüm aşamalarda suçlamaları inkar etmeleri, hükme esas alınan iletişim tespit kayıtlarında, sanıklar arasındaki bahsi geçen konuşmalarda suç konusu eyleme ilişkin görüşmeye rastlanamaması, bir kısım sanıklar bakımından suçun işlendiği yerde tespit edilen HTS kayıtlarının ise suçun subutuna yetecek tek başına delil niteliğinde olmadığının anlaşılması karşısında; sanıkların üzerine atılı hırsızlık suçunu işlediğine ilişkin hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanıkların beraatı yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
2-Kabule göre de; TCK"nın 6/1-e maddesine göre, eylemin gece gerçekleştiğine dair kesin delil bulunmadığı halde, şüpheden sanıklar yararlanır ilkesi gereği hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal eylemlerinin gündüz vakti işlendiğinin kabul edilmesi gerekirken TCK"nın 143. ve 116/4. maddelerince artırım yapılıp yazılı şekilde hükümler kurularak sanıklar hakkında fazla ceza tayin edilmiş olması,
3-İşyeri dokunulmazlığının ihlâli suçunun birden fazla kişi ile işlendiği kabul edilmesine karşın TCK"nın 119/1-c maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayini,...Bozmayı gerektirmiş...” şeklinde belirtildiği üzere,
1-Sanığın tüm aşamalarda suçlamaları inkar etmesi, hükme esas alınan iletişim tespit kayıtlarında, sanıklar arasındaki bahsi geçen konuşmalarda suç konusu eyleme ilişkin görüşmeye rastlanamaması, bir kısım sanıklar bakımından suçun işlendiği yerde tespit edilen hts kayıtlarının ise suçun subutuna yetecek tek başına delil niteliğinde olmadığının anlaşılması karşısında; sanığın üzerine atılı hırsızlık suçunu işlediğine ilişkin hukuka uygun, kuşkudan uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın beraatı yerine eksik gerekçe ile yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı Kanun"un 6/1-e maddesine göre, eylemin gece gerçekleştiğine dair kesin delil bulunmadığı halde, şüpheden sanıklar yararlanır ilkesi gereği hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını ihlal eylemlerinin gündüz vakti işlendiğinin kabul edilmesi gerekirken anılan Kanun"un 143. ve 116/4 maddelerince artırım yapılarak sanık hakkında fazla ceza tayin edilmiş olmasında,
3-İşyeri dokunulmazlığının ihlâli suçunun birden fazla kişi ile işlendiği kabul edilmesine karşın 5237 sayılı Kanun"un 119/1-c maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayininde,
İsabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
DOSYA GÖRÜŞÜLÜP GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Bolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 16/10/2014 tarihli, 2011/289 Esas ve 2014/603 Karar sayılı kararının, sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesi"nin 07/11/2016 tarih, 2016/7090 Esas ve 2016/14833 Karar sayılı ilamı ile incelendiği anlaşılmakla, bu sanık hakkında yapılan kanun yararına bozma talebinin de aynı Daire tarafından incelenmesi uygun görüldüğünden Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın önceki incelemeyi yapan Yargıtay 13. Ceza Dairesi"ne gönderilmesine, 25/04/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.