19. Hukuk Dairesi 2016/4203 E. , 2016/14485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ...nin 5015 sayı kanun ve ilgili mevzuat kapsamında ... Kurumu nunu (EPDK) tanzim ettiğini, Dağıtıcı Lisansı kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet gösterdiğini, bu faaliyet çerçevesinde bizzat belirlediği noktalarda, kendi marka ve logosu altında, BP standartlarında kurulacak kurulu akaryakıt istasyonlarında akaryakıt satış faaliyetini gerçekleştirmek için öncelikle istasyonların kurulu bulunduğu, kurulacak gayrimenkuller üzerinde kira anlaşması veya intifa hakkı tesisi ile kullanım hakkına sahip olduğunu, tapuda....mevkiinde kain ve tapu sicilinde 828 ada ve 11 parselde kayıtlı bulunan gayrimenkul üzerinde müvekkil şirket lehine 16.10.1997 tarihinden geçerli olmak üzere 20 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, intifa bedelinin tamamının müvekkil şirket tarafından peşin olarak ödendiğini, bahsi geçen intifa hakkı nedeniyle müvekkil şirketin kullanım hakkına sahip olduğu gayrimenkul üzerindeki akaryakıt istasyonun işletmeciliği bayiliğinin BP marka ve logosu altında faaliyette bulunmak üzere davalı ... Petrol Ltd. Şti. İle Bayilik Sözleşmesi yapıldığını, dağıtıcı ile bayi arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin ve buna bağlı olarak intifa kira sözleşmelerinin 18.09.2010 tarihine kadar 2002/2 sayılı tebliğ uyarınca muafiyetten yararlanabileceğini, 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin süreleri ne olursa olsun yapıldıkları tarihten itibaren ilk beş yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceğini, beş yılı aşan süreler bakımından tebliğde belirtilen muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının belirlendiği Rekabet Kurumununun daha sonradan internet sitesinden yayınladığı intifa Hakkı ve Benzeri Etkiye Sahip Sözleşmeler İle İlgili Sık Sorulan Sorular ve Cevaplar başlıklı yazısında belirtilen anlaşmaların beş yılı aşan süreler bakımından 4054 sayılı Kanun un 4. Maddesi kapsamında yasak bir anlaşma olarak değerlendirileceği ve yine aynı kanunun 56. maddesi gereğince geçersiz hale geleceği ileri sürerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edilmiş denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak güncelleştirilmiş miktarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müvekkil şirkete ödenmesi anılan istasyondaki ticari faaliyetin geliştirilmesi için münhasıran davaya konu akaryakıt istasyonunda müvekkil tarafından gerçekleştirilen yatırımlarının mütemmim cüz niteliğindeki yatırımlar, malzeme , teçhizat, demirbaş desteği işlememiş süreye tekabül eden Yargıtay İçtihatlarında kabul edilmiş denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanacak güncelleştirilmiş miktarının, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile bilirlikte sorumlulukları nispetinde davalılardan tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, taraflar arasında tesis edilen intifa hakkının ve gayrimenkul üzerinden kurulu akaryakıt istasyonunun malik bağlantılı olduğunu, kişilerce işletilmesine ilişkin bayilik anlaşması ve protokollerin beş yılı aşan sürelerinin geçersiz kılınması nedeniyle işlememiş dönem ile ilgili olarak uğradığı iddia edilen zararların tazmininin talep edildiğini, davacının akaryakıt istasyonunun faaliyetlerinin ve satışının geliştirilmesi için verdiğini iddia ettiği prim, yatırım destek, ticari teşvik bedelleri, mütemmim cüz niteliğindeki yatırımlar, malzeme, teçhizat, demirbaş desteği vs ile peşin ivaz bedeli gibi pek çok konuda talepte bulunduğunu, davacının iddiasına konu hesaplamayı nasıl yaptığını, davalılara hangi kalemden ne kadar menfaat sağladığını, hangi kalemden ne kadar hak ve alacak talebinde bulunduğu hususlarında ayrı ayrı beyanda bulunması ve taleplerinin tek tek açıklanması gerektiğini, dava konusu olayın niteliği ve şekli itibariyle müvekkilinden iade talep edilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 20 yıllık süre ile tanzim edildiğini, ancak müvekkilinin kusuru bulunmaksızın Rekabet Kurulu tarafından geçersiz kılındığını, davacının süreye bağlı olmaksızın benzer sözleşmeler için de benzer yatırımları yapmak zorunda olduğunu, davacının yaptığını iddia ettiği yatırımların sözleşmenin süresi ile değil yapılan işin niteliği gereği olduğunu, bu nedenle geçersiz kılınan süreye herhangi bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 16/10/1997 tarihli resmi senet ile davalılar adına kayıtlı Bağcılar ilçesi Kirazlı köyü 11 parsel sayılı taşınmazdan ...lehine 20 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiği, Bayilik sözleşmesinin başlangıç tarihi 14/10/2004 tarihi olduğu, 18/09/2005 tarihinden önce yapılan ve kesintiye uğramaksızın süre gelen dikey ilişkilerin rekabet kurulu kararına göre 18/09/2010 tarihine kadar geçerli olacağı, 18/09/2010 tarihinden sonra ise yeniden anlaşma yapılması gerekeceği, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 18/09/2010 tarihine kadar muafiyetten istifade edebilecek durumda olduğu, Gayrimenkul malikinin bu tarih itibariyle intifa hakkının terkinini talep hakkına sahip olacağı, davanın açıldığı 11/03/2010 tarihi itibariyle taşınmaz üzerinde halen intifa hakkının kaldırılmadığı, davacı ...ye ait intifa hakkının 02/12/2010 tarih 21708 yevmiye sayılı resmi kayıt ile terkin edildiği, davanın açıldığı tarih itibariyle davacı lehine kurulmuş olan intifa hakkının ve davacı ile davalılardan....San.ve Tic.Ltd.Şti.arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin mevcudiyetini koruduğu, davanın açıldığı tarih itibariyle intifa hakkının ve bayilik sözleşmesinin halen ayakta olduğu, İntifa hakkının davacı lehine bir kazanım teşkil ettiği, dava tarihi itibariyle bayilik sözleşmesinin ve intifa hakkının ortadan kalkmamış olması sebebiyle davacı tarafından talepte bulunulamayacağı, (Yargıtay 19.HD nin 2012/5969 E, 2012/17059 K.sayılı ve 15/11/2012 tarihli ilamı ve 2014/14256 E, 2015/3638 K.sayılı 16/03/2015 tarihli ilamları da bu yöndedir.) her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihi itibariyle ve halen taraflar arasındaki intifa sözleşmesi hakkı ve bayilik sözleşmesi devam ettiği gerekçesiyle davanın reddi yönünde karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davalılar vekilinin temyizi, lehlerine eksik vekalet ücreti takdir edilmesine ilişkindir. Mahkemece, davanın intifa hakkı devam ederken (erken) açıldığı gerekçesiyle verilen red kararı esasa ilişkin nihai karar olup, buna göre davalılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmına göre hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde maktu vekalet ücretine hükmolunması isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istekliye iadesine, 09/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.