3. Hukuk Dairesi 2018/3332 E. , 2018/7499 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-karşı davalı ve davalılar-karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-karşı davalı tarafından davalılar- karşı davalılar hakkında açılan davada; 29.08.2004 başlangıç 31.07.2007 bitiş tarihli kira sözleşmesi ile davalılardan ..."a kiralanan taşınmazda, 01.02.2006 tarihinde davalıların kusuru sonucu yangın meydana geldiği, davalı ..."ın sorumlu vekil olduğunu ve diğer davalı ..."ün çıkan yangına sebebiyet veren ahçı yardımcısı olduğunu belirterek, kiralananda meydana gelen yangın nedeniyle uğranılan 142.305.30 TL zararın tahsili istenmiştir.
Davalılar-karşı davacılar işbu dava ile birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/208 esas sayılı dava ile; meydana gelen yangın nedeniyle kusur durumunun tespitini talep etmişler,
Davalılar-karşı davacılar bozma sonrası işbu dava ile birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/95 esas sayılı dava ile; meydana gelen yangında binadaki elektrik tesisatının hatası nedeniyle davacı-karşı davalının kusurlu olduğundan işletmecinin zarar uğradığını belirterek 8.000 TL tazminatın tahsilini istemişlerdir.
Yapılan yargılama sonucu mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile 39.221.30 TL hasar tazminatının davalılar – karşı davacılardan tahsiline, birleşen 2007/208 esas sayılı dava yönünden davanın açılmamış sayılmasına dair verilen kararın temyizi sonucu kararın onanmasına sonrasında, davacı ve davalılar tarafından karar düzeltme talebi üzerine üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 04.12.2012 tarih, 2012/4702 esas 2012/15920 karar sayılı ilamıyla “... Özünde davanın dayanağı haksız fiil olduğundan, davalılar - karşı davacıların meydana gelen zarardan kusurları oranında sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece uyuşmazlığa ilişkin bilirkişi incelemeleri yaptırılmış ise de, alınan raporlar hasar bedeline ilişkin olup meydana gelen olay nedeniyle bir kusur araştırılması yapılmamıştır. Diğer yandan görülen ceza davasında kusur dağılımı yapılmakla birlikte orada belirlenen kusur oranı ceza kurallarına göre araştırılıp tespit edildiğinden hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte değildir. Bu durumda mahkemenin bilirkişilerden ek rapor alarak, yangının çıkmasında davalıların kusuru olup olmadığı ve varsa oranı belirlendikten sonra yine bilirkişi raporu ile saptanan zarardan kusursuzluk oranında indirim yapılarak işin esası hakkında bir karar vermesi gerektiği...” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; asıl dosya yönünde; davanın kısmen kabulü ile 19.610,50 TL tazminatın davalılar ... ve ..."den tahsiline, davalı ... hakkındaki davanın reddine, birleşen 2010/95 esas sayılı dava yönünden ise; zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı-karşı davalı ve davalılar-karşı dacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı-karşı davalı ve davalılar-karşı davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Asıl dava yönünden;
2) Davacı-karşı davalının davalı ... hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda; Mahkemece ilk verilen hükümde tüm davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, uyulan Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 04.12.2012 tarih, 2012/4702 esas 2012/15920 karar sayılı ilamıyla da sair hususlar yönünden temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece bozma ilamına uyulmuş olmakla davanın davacısı yararına usuli müktesep hak oluştuğu nazara alınmak suretiyle, bozma ilamı gereğini yerine getirecek şekilde hüküm tesisi gerekirken, davacının kazanılmış hakkı ihlal edilerek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3) Davalılar-karşı davacılar vekilinin yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazları incelendiğinde,
Mahkemece, asıl dava yönünden alınması gerekli 1.339,59 TL harcın peşin alınan 1.921,20 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 581,61 TL"nin davacıya iadesine karar verildiği halde, 581,61 TL yönünden mahsup işlemi yapılmadan davacı tarafından yatırılan tüm harcın davalılardan tahsiline şeklinde hüküm kurulması doğru değildir.
4) Birleşen ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/95 esas sayılı dosyası yönünden davalılar-karşı davacıların temyiz itirazlarına gelince;
Kiracı tarafından açılan karşı davanın sebebi kira sözleşmesinden kaynaklanan kiralananın yanmasından dolayı kiralananda yanan malzemelerin bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Alacak kira sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır. Kira sözleşmesinden kaynaklanan tazminatlarda zaman aşımı süresi TBK 146 maddesi (BK 125 ) gereğice 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğundan işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı-karşı davalı ve davalılar-karşı davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.