3. Hukuk Dairesi 2017/13219 E. , 2018/7498 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı;...E-10 spray makinesinin 01.02.2008 tarihinde sözlü kira sözleşmesi ile davalı şirkete teslim edildiğini, kira bedelinin 2009 yılı Şubat ayından itibaren ödenmeye başlandığını, davalının 18.02.2009 tarihli 991,20 TL lik faturayı ödemesine rağmen, 2009 yılı Mart, Nisan Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin kira bedellerini ödemediğinden 5 aylık kira bedeli 4.956 TL ve makine teslim edilmediğinden fazlaya dair haklarını saklı tutarak makine bedeli 5.044 TL"nin tahsilini istemiştir.
Davalı ; taraflar arasında herhangi bir kira ilişkisi bulunmadığını ve bahsi geçen makinenin kendilerine teslim edilmediğini, taraflar arasında strafor alış verişi olduğu için 991,20 TL lik faturanın ödendiğini fakat 2009 yılı Mart ayında düzenlenen...E-10 makine kira bedeli açıklamalı faturanın ise aralarında böyle bir kira ilişkisi olmadığından ödenmediğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının 2009 yılı Şubat ayı kira bedelini ödediğinden taraflar arasındaki kira ilişkisinin ispat edildiğinden bahisle kira alacağı yönünden davanın kabulüne ve makine bedeli 14.456 TL"nin tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 08.12.2015 tarih, 2014/12346 esas 2015/10841 karar sayılı ilamıyla “... Kira ilişkisinin ispat külfeti davacıya aittir. Davalı tarafından kira ilişkisi inkar edilmektedir. Kaldı ki davalı tarafından ödenen 18.02.2009 tarihli 991,20 TL lik faturada...E-10 makine kira bedeli olduğu açıklaması yoktur. Bu durumda davacının adı geçen davalının kiracısı olduğunu yasal delillerle ispatlaması gerekir. Bu hususun kanıtlanması da HMK."nun 200. maddesindeki ispat kuralına tabidir. İddia edilen yıllık kira miktarına göre kira ilişkisinin tanıkla kanıtlanması da mümkün değildir. Ancak, dava dilekçesinde “her türlü yasal delil” denilmesine, bunun yemin delilini de kapsadığının anlaşılmasına göre mahkemece davacıya taraflar arasında kira ilişkisi bulunup bulunmadığı ve aylık kira miktarının ne olduğu konusunda davalıya yemin teklif edip etmeyeceği sorularak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir...” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacı tarafından kira sözleşmesinin ispat edilemediğinden kira alacağı yönünden davanın reddine, makine bedeli yönünden ise "taraflar arasında özel hukukta kira ilişkisi dışında tarafların özgür iradeleri ile başka tür tipik, atipik ve karma sözleşmelerle kurulabileceğinden, ve davalı taraf hernekadar alım-satım akdi kurulduğunu savunarak davacının kira ilişkisi iddiasına karşın, satım akdi varlığı savunmasını ileri sürmüş ise de, dosyaya sunulan deliller çerçevesinde davacı tarafından kendisine temin edildiği belirtilen makinenin fiziki olarak da davalı şirkette bulunduğu vakasının taraflarca itiraza uğramadığı gözetilmiş ve tacirin işlerini ticari olmasına dair ticaret karinesi ve TTK m20/1 d düzenlenen ve tacir olan bir kişiye karşı ticari işletmesiyle ilgili bir iş görmüş olan tacirin ücrete hak kazanacağına dair hükümde gözetilmiş olup, davalı şirketinde uhdesinde bulunan bu makinenin dava dışı bir şirketten temin edildiğine dair bir savunması olmadığı gibi bu yönde delil de sunmadığı ve bu durumun davacının lehine delil teşkil ettiği, ayrıca davacının 01/06/2009 tarihli ihtarnamesine kestiği faturalara da davalının tebliğe rağmen itiraz etmediği, ihtarname ve faturaların içeriklerine göre de makinenin davalı tarafta fiziken bulunduğunun anlaşıldığı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de; bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Kural olarak bozma kararına uyan mahkeme, artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep (kazanılmış) hak doğmuştur. Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz.
Bozulan bir hükmün, bozma sebepleri dışında kalan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olması nedeniyle; kesinleşen kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Zira, kesinleşmiş olan kısımlar, lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Mahkemece ilk verilen hükümde kira alacağı ve makine bedelinin tahsiline karar verilmiş, uyulan Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 08.12.2015 tarih, 2014/12346 esas 2015/10841 karar sayılı ilamıyla da sair hususlar yönünden temyiz talebinin reddine karar verilmeden, tüm karar ve dolayısıyla makine bedeline ilişkin talep yönünden de "HMK."nun 200. maddesindeki ispat kuralına tabidir. İddia edilen yıllık kira miktarına göre kira ilişkisinin tanıkla kanıtlanması da mümkün değildir." gerekçesi ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Kaldı di bozma kararında da belirtildiği üzere kira sözleşmesi ve makine bedeline göre makinenin davalıya teslim edildiğinin yazılı olarak ispatı gerekmekte olup, davacı tarafından makinenin davalıya teslim edildiği yasal delillerle ispat edilemediği gibi, davalının da bu konuda herhangi bir kabulü de yoktur.
Hal böyle olunca mahkemece; bozma ilamına uyulmuş olmakla davanın davalısı yararına usuli müktesep hak oluştuğu nazara alınmak suretiyle, bozma ilam gereğini yerine getirecek şekilde hüküm tesisi gerekirken, davalının kazanılmış hakkı ihlal edilerek aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olacak şekilde makine bedeli yönünden davanın kabulüne karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.