10. Hukuk Dairesi 2015/23548 E. , 2018/2023 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının prim tahsilâtında hazine tarafından karşılanması gereken tutarın iadesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin Kurum işleminin iptali ile geçmiş dönemler bakımından prim teşvikinden yararlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 81. maddesinin (ı) bendi olup, ilgi bentte “(Ek bend:15.05.2008-5763 S.K./24.mad) Bu Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır. Bu Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler bir yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz)"" hükmüne yer verilmiş iken, maddenin (ı) bendinin "Bu kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenler 1 yıl süreyle bu fıkrayla sağlanan destek unsurlarından faydalanamaz" şeklinde düzenlenen yedinci cümlesi 29.05.2013 tarih ve 28661 sayılı R.G."de yayımlanan 6486 sayılı kanunun 5. maddesi hükmü gereğince yürürlükten kaldırılmış ise de, aynı kanunun 5. maddesi ile 81. maddeye getirilen ek fıkra ile "Yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalının fiilen çalışmadığının tespit edilmesi halinde işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz. Bu madde kapsamındaki teşvikten yersiz olarak faydalanıldığının tespiti halinde yararlanılan teşvik tutarı işverenden gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Görüldüğü üzere, 5510 sayılı Yasanın 81’inci maddesinin (ı) bendinde yer alan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği tespit edilen işverenlerin bir yıl süreyle destek unsurlarından faydalanamayacağına dair yasa hükmü yasanın yürürlüğe girdiği tarihten beri uygulanmakta olup, yersiz faydalandırılan primlerin Kurumca tahsili de genel hukuk kuralları çerçevesinde dahi mümkündür. 29.05.2013 tarihli yasa ile eklenen son cümle ile primlerin ayrıca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edileceği hususu vurgulanmıştır.
Eldeki davada ise, dava dışı bir şahsın davacı aleyhine açtığı hizmet tespit davasında verilen kabule dair karar ile 02.11.2008-02.02.2009 tarihleri arasında çalıştığı tespit edilmiş ve verilen kararın 23.12.2013 tarihinde kesinleşmiş olduğunun anlaşılması nedeniyle davalı kurumca, dava dışı sigortalı ile ilgili 18.06.2014 tarihli işlemi ile kararın kesinleşme tarihini takip eden yıla göre 2014 yılının tamamında bir yıl süre ile 81’inci maddenin (ı) bendinden faydalandırmamış, ayrıca bu tarihe kadar faydalandırılmış olan primlerin de iadesini talep etmiş olduğu, bu nedenle doğan uyuşmazlıkta mahkemece, 6846 sayılı Yasa öncesinde faydalandırılmamaya ve alınan primlerin iadesine dair hükmün mevcut olmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, kurum işleminin yerinde olması nedeniyle, davanın reddine dair karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.