10. Hukuk Dairesi 2018/712 E. , 2018/2018 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün ve temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın, davalılardan ... avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, ek karara ilişkin temyiz isteğinin de süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8"inci maddesinin son fıkrası hükmüne göre İş Mahkemelerinden verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna başvurulamaz ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun istikrar kazanmış görüşüne göre maddi hata kazanılmış hak oluşturmaz. (Yargıtay HGK 17.012007 gün 2007/9-13 E., 2007/17 K. ve Yargıtay HGK 25.06.2008 gün 2008/11-448 E., 2008/454 K.). Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957 /13 Esas, 1959 Karar ve 09.05.1960 gün 1960/21 esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay"ca maddi hata sonucunda verilen bir karara mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz.
Eldeki davada ise, dava dilekçesinden sonra, savunma hakkını kullanamamış olan davalının isteminin kabulü ile dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi gerektiği gözetildiğinde; temyiz talebinin reddine dair verilen 24.11.2017 tarihli ek kararın BOZULMASINA;
2-Mahkemece yokluğunda verilen karar davalıya 7201 sayılı Tebligat Kanununda yer alan düzenleme ve yönteme aykırı olarak tebliğ edilmesine karşın Dairemizce söz konusu tebligat eksikliği giderilmeden davalılardan ... Makine San. Tic. Ltd. Şti. avukatının, temyiz istemi üzerine denetim yapılarak karar verildiği, 23.11.2017 günü başvuran davalı avukatının temyiz yoluna başvurduğu belirgin bulunmakla maddi yanılgıya dayalı Dairemizin 25.05.2010 tarihli düzelterek onamaya dair ilamının ortadan kaldırılması gerektiği anlaşılmıştır.
SONUÇ :
A)Davalı ... avukatının isteminin kabulü ile Dairemizin maddi hataya dayalı 25.05.2010 gün ve 6486/7426 sayılı düzeltilerek onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA;
B)Mahkemece verilen 25.07.2008 tarih ve 55/255 numaralı hükmün yeniden yapılan temyiz denetimi üzerine;
Dava, 506 sayılı Kanunun 26. maddesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtilen şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalılardan ... Makine San. Tic. Ltd. Şti. ile ... avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.04.2014 tarih, 2013/10-1027 Esas ve 2014/528 Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
Anayasanın 36. ve HMK. 27. (HUMK"nun 73.) maddelerinde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre; mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka dava ve duruşmadan haberdar edilmelidirler. Duruşmaya gelinmese dahi ilgilinin yokluğunda davaya devam edilip karar verilmesine usulün imkân tanıdığı hallerde, açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gereklidir.
Değinilen işlemler nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Bu nedenle, tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri tamamen şeklidir. Kanunun amacı, tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hâl böyle olunca, kanun hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur.
Dava konusu olayda, davalıya çıkartılan dava dilekçesi ekli tebligatın, davalının çalıştığı işyeri olan ... Sanayi A.Ş.’de davalı ...’e bizzat tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de, yargılama safahatından diğer tüm tebligatların aynı işyeri adresinde ve bazen işyeri güvenlik görevlisine, bazen de işyerinin bulunduğu mahalle muhtarlığına bırakılmak suretiyle usulünce yapıldığı kabul edilmiş ve buna göre yargılamaya devam edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki, yapılan tebligatlar usulsüz olup, Mahkemece, davalının cevap ve savunma hakkı kısıtlanarak davanın esasına girilip hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılardan ... ve ... Makine San. Tic. Ltd. Şti. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamına göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... ve ... Makine San. Tic. Ltd. Şti."ne iadesine, 13/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.