Esas No: 2022/236
Karar No: 2022/528
Karar Tarihi: 29.06.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/236 Esas 2022/528 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/236 Esas - 2022/528
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/236 Esas
KARAR NO : 2022/528
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/04/2022
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
KARARYAZ.TRH : 30/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile "... şirketine hasar bedelinin ödenmesi için müracaatta bulunulduğunu, herhangi bir cevap alınamadığını, talebimiz sigorta şirketine 06.12.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, sigorta şirketinin taraflarına ödeme yapmadığını, KTK 99 gereği 8 iş günü içerisinde temerrüde düşecek olan sigorta şirketinin 17.12.2021 tarihinden itibaren işleyen avans faizinden de sorumlu olacağını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesi; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Şeklindedir. Mezkûr olayımızda da karşı yan sigorta şirketine başvurumuz 06.12.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, 15 günlük sürenin 27.12.2021 tarihinde dolduğunu, amir kanun hükmü gereği arabuluculuk kanun yoluna başvurulduğunu, 15.03.2022 tarihinde anlaşamama son tutanağı düzenlendiğini..., 21.10.2021 günü saat 10:35 sıralarında ... sevk ve idaresindeki ... plakalı aracı ile Ankara İli Y.Mahalle İlçesi 1621. Cad. Üzerinde seyri esnasında kırmızı ışığı fark etmeyerek yola katılımı sırasında Başkent Bulvarı üzerinde seyir halinde olan sürücü ... idaresindeki ... plakalı araca çarpıp akabinde yine Başkent Bulvarı üzerinden gelmekte olan sürücü ... idaresindeki ... plakalı araca çarpması sonucu kaza meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkilinin aracının hasar gördüğünü, kazada, müvekkilin aracının hasara uğradığını, müvekkilinin uğramış olduğu hasarın tazmini için dava açtıklarını, araçta meydana gelen hasarın KDV dahil 28.862,09-TL olarak tespit edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2005/5834 E., 2006/5949 K. sayılı 22.05.2006 tarihli kararında, sigortacının zararı KDV ile birlikte gidermek zorunda olduğuna karar verildiğini, Yargıtay’ın emsal kararlarının bu yönde olduğunu, fatura sunulmasa dahi sigorta şirketi zararından KDV dahil iskonto hariç sorumlu olduğunu, mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi yapılması kararı akabinde alınacak rapor doğrultusunda müddeabihin artırılacağı belirtilerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik hasar bedeli olan 100,00-TL ve 500,00-TL eksper ücretinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine...," karar verilmesini istediği görülmüştür.
SAVUNMA:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle "... 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı "Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) 2. Maddesinde Kanun'un kapsamı "bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar" şeklinde açıklandığını, Kanun'un "tanımlar" başlıklı 3. maddesinin (1) bendinde ise tüketici işlemi, "Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder" biçiminde tanımlandığını, 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun'un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun'un görev ve yetkiye ilişki hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtildiğini, davacı ile müvekkili sigorta şirketi arasında kurulan kasko sigorta poliçesine ilişkin sözleşmenin 6502 sayılı TKHK'nın 3. maddesi anlamında bir tüketici işlemi olduğu, davacının somut olayda aracını kiraya vermiş olsa dahi TTK'nun 11. ve 12. maddeleri anlamında ticari işletme yürütmediği ve tacir olmadığı, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, işbu davanın konusu kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olması, sigortacı müvekkili şirket ile sigortalı arasındaki işlemin bir "tüketici işlemi" olması sebebiyle tüketici mahkemesinde işbu davanın görülmesi gerekmekte olduğunu, mahkemenin görevsiz olması sebebiyle "görevsizlik kararı" verilmesini.., davacı vekilinin dava dilekçesinde 21.10.2021 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını belirttiği ... plakalı araç, 30.12.2020 başlangıç 30.12.2021 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere 4202000224093 numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile Sezgin Duvahan adına müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, davanın görevsiz mahkemede açılması sebebiyle usulden reddini, müvekkili şirket tarafından ödeme yapılarak sorumluluğun yerine getirilmesi ve davacının bakiye zararının olmaması sebebiyle taleplerin reddini, Ekspertiz ücreti talebinin reddini, aksi halde mahkemenizce resen seçilmek üzere araç maddi hasar hesaplamalarında sigortacılık alanında uzman 64 kod numaralı bilirkişiye tespit için atanmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini..., " talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER:
Hasar dosyasının ve 30/12/2020 başlangıç tarihli kasko sigorta poliçesinin getirtildiği, sözleşme lehtarının davacımız olduğu görülmüştür.
Araç ruhsat suretinden davacıya ait ... plakalı aracın hususi araç nitelikli olduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME:
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler "tüketici"; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler "tüketici işlemi" olarak kabul edilmiş ve Tüketici Kanunu'nun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanun'un 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Davacı, davalı sigorta şirketi ile Kasko poliçesi imzalayan gerçek kişi konumunda olup ,davacının tacir olduğu, poliçenin ticari işletme adına düzenlendiği iddiası bulunmamaktadır.
Davacı vekilince davacının kendi kasko şirketine karşı, kendi aracında oluşan hasar bedelinin tahsili talep edilmiş olup ;
6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanununun 3. Maddesinin 1-k ve 1. Bentleri uyarınca genişletilmiş Kasko poliçesinin ( sigorta işinin) bir tüketici işlemi olduğu, aynı yasanın 73. Maddesi uyarınca da tüketici işlemleri ile de tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/13652 esas 2016/9305 karar sayılı ilamı ve tüm dosya içeriği ile anlaşılmış olmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
Hükmün kesinleşmesi ve talep halinde dosyanın Ankara Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
Yargılama gideri ve harç konusunun yetkili ve görevli Mahkemede dikkate alınmasına,
Davacı tarafça yatırılan gider avasından kullanılmayan bakiye kısmın HMK'nun 333 . Maddesi uyarınca hüküm kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
HMK’nun 20. Maddesi gereğince; Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.