Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/36
Karar No: 2020/428
Karar Tarihi: 04.02.2020

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/36 Esas 2020/428 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2020/36 E.  ,  2020/428 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 13/11/2019 gün ve 2019/62 E. - 2019/6572 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı Hazine tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlar temyiz aşamasında da ileri sürülmüştür.
    Dairemiz kararı bu konulara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, usûl ve kanuna da uygundur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442. maddesi uyarınca takdiren 476.95.-TL para cezasnın düzeltme isteyenden alınmasına 04/02/2020 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
    KARŞI OY YAZISI
    Davacı vekili, 19/10/2007 tarihli dilekçesinde, vekil eden ve miras bırakanları adına kayıtlı iskanen oluşan Aralık 1952 tarih ve 14 numaralı tapu kaydının yörede 1973 yılında yapılan tapulama sırasında tescil harici bırakıldığı daha sonra 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında ise 13 ada 3386 parsel numaralı Hazine adına tespit edilen taşınmaz içinde bırakıldığı, 1995 yılında yapılan imar uygulamasında ise 277 ada 1 ve 278 ada 1 sayılı parseller ile bu parsel arasındaki imar yolu olduğu, bu parsellere yönelik iskan tapusuna dayalı olarak açtıkları tapu iptali ve tescil davasının Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/02/2007 gün ve 2006/345 E. - 46 K. sayılı ilâmıyla reddedildiği ve Yargıtay denetiminden geçerek 13/07/2007 tarihinde kesinleştiği bu şekilde vekil edenin iskan tapunun kapsadığı yerin adına tescil ettirme imkanının kalmadığı, zararın Hazinenin hatalı işlemlerinden kaynaklandığı iddiasıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 14.000.-TL tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesini talep etmiş, bilirkişi raporlarına göre talep miktarını arttırmıştır.
    Davalı Hazine, hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresinin geçtiği, imar parsellerinin iptaline yönelik idari yargıda dava açılmadığı, idarenin herhangi bir kusuru bulunmadığı iddiasıyla davanın reddini savunmuştur.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ... Bahçeli köyünde 1973 yılında yapılan tapulamada davacının dayandığı tapu kaydının bulunduğu yerin tapulama dışı bırakıldığı, 1992 yılında ise 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan çalışmada 13 ada 13386 parsel sayısıyla tespit edilip Hazine adına tapu oluşmasından sonra taşınmazın önce takas yoluyla İl Tüzelkişiliğine, sonra S.S. İldem Erciyes Toplu Konut Yapı Kooperatifine ve şahıslara intikal ettiği, 1996 yılında 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca yapılan uygulama sonunda 277 ada 1 ve 278 ada 1 sayılı imar parselleri oluştuğu, davacı ... tarafından Aralık 1952 tarih ve 14 numaralı tapu kaydına dayanarak Hazine, belediye başkanlığı ile imar parsellerinin maliklerine husumet yönelterek 14/01/2002 tarihinde kadastrodan önceki nedene dayalı olarak 10 yıllık hak düşürücü süre içinde 277 ada 1 ve 278 ada 1 sayılı parsellerin tapu kaydının iptalini istediği, Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/05/2005 gün ve 2003/461 E. - 398 K. sayılı ilâmıyla davanın kısmen kabulüne ilişkin karar davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerinde Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 15/11/2005 gün ve 2005/10242 E. - 10693 K. sayılı ilâmıyla “davacının dayandığı tapu kaydının duraksamaya yer vermeyecek şekilde kapsamının belirlendiği, çekişmeli taşınmazların tapu kaydının imar uygulaması ile oluştuğu, imar uygulamasının iptal edilmeden imar öncesi kadastral mülkiyet durumunun geri dönmeyeceği, tapuya güven ilkesinin uygulanmasını önleyecek çifte tapu durumunun da mevcut olmadığı, bu itibarla idari işlemin iptalini sağlama konusunda davacıya süre verilmesi, idari yargıda alınacak karara göre değerlendirme yapılması ve tapuya güven ilkesinin uygulama imkanının bulunup bulunmadığının araştırması gerektiği” belirtilerek hüküm bozulmuş, bozmaya uyularak verilen 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/02/2007 gün ve 2006/345 E. - 46 K. sayılı, imar uygulamasının iptali için dava açılmadığı ve davalıların iyi niyetli olduğu gerekçesine dayalı davanın reddine ilişkin kararın temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 22/05/2007 gün ve 2007/1843 E. - 1908 K. sayılı ilâmı ile bu karar onanmıştır.
    Davacının dayandığı Aralık 1952 tarih ve 14 numaralı 15000 m² yüzölçümlü tarla niteliğindeki tapu kaydının maliklerinin ... oğlu ... ... ile eşi ... ve oğlu ... olduğu, 2510 sayılı Kanunun 23, 29 ve 30. maddeleri uyarınca iskanen tahsis edildiği, tapulama ve kadastroda revizyon görmediği; Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1996/999 E. - 1999/899 K. sayılı veraset ilâmına göre de ... ve ...’ın tek mirasçısının davacı ... olduğu anlaşılmıştır.
    Her ne kadar Dairemiz tarafından 1992 yılında yapılan kadastro çalışmalarında davacın tapu kaydının kapsadığı yerin adına tespit edilmemesi nedeniyle oluşan zararın da kadastro işlemlerinden kaynaklandığı ve TMK"nın 1007. maddesi anlamında tazmini gerektiği yönünde karar verilmiş ve yerel mahkemece de bu yönde karar verilmesi üzerine Dairemizce bu karar onanmış ise de kararda maddi hata yapılmıştır.
    Tazminata konu edilen tapu iskan tapusudur ve kadastro sırasında revizyon görmemiştir. Davacı ve onun mirasbırakanı tarafından ne 1973 yılında yapılan tapulama işleminde bu yerin tescil harici bırakılmasına yönelik, ne de 1995 yılında yapılan imar uygulamasına süresi içerisinde itiraz etmediği ve dava açmadığı, imar sonucu oluşan parsellerin kesinleştiği, bu durumda tapunun hukukî kıymetini yitirdiği, hukukî kıymetini yitirmiş imar tapusuna bağlı olarak tazminat istenemeyeceği, tazminat istemi kabul edilse dahi davacının zararının en geç imar işleminin kesinleştiği tarihte oluştuğu, bu tarihten itibaren 10 yıllık dava açma süresinin geçirildiği, Hazinenin de zamanaşımı yönünde itirazının bulunduğu, davacının daha sonradan açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının bu sürenin işlemesini yeniden başlatmayacağı, Dairemizin de içtihatlarının bu yönde olduğu, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken maddi yanılgıya dayalı olarak davanın kabulüne dair kararın onanmış olması göz önüne alınarak Hazinenin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün yukarıda belirtilen gerekçelerle bozulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumuzdan Sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz. 04/02/2020


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi