Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2388
Karar No: 2019/236
Karar Tarihi: 31.01.2019

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/2388 Esas 2019/236 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2016/2388 E.  ,  2019/236 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı arsa sahibi vekili, taraflar arasında 22.07.2003 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme gereğince davalılara isabet eden villa tipi binaların arsa paylarına nazaran zeminde fiilen daha fazla yer ayrıldığını ileri sürerek muarazanın önlenmesini olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    ... ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.06.2015 tarihli ve 2013/558 Esas 2015/315 Karar sayılı kararı ile tarafların tacir olduğu, işin ticari ... ve tarafların işletmesiyle ilgili olduğu, uyuşmazlığın çözümünde ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karar kesinleşmiştir.
    ... ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.10.2013 tarihli ve 2013/65 Esas 2013/325 Karar sayılı kararı ile davaya konu taşınmazlar üzerinde yönetim planı gereğince kat mülkiyetine geçildiği, 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun ek/1. maddesi uyarınca üzerinde kat irtifakı ya da kat mülkiyeti kurulu bulunan ana taşınmazlarla ilgili her türlü davaya değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karar kesinleşmiştir.
    ... ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.11.2015 tarihli ve 2015/925 Esas 2015/1079 Karar sayılı kararı ile de, davanın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine ilişkin olduğu, tarafların TTK gereğince tacir olduğu, işin ticari ... ve tarafların işletmesiyle ilgili olduğu, uyuşmazlığın çözümünde ... ... Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın ... 17. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
    Mahkemece, her iki tarafın tacir olduğu ve ihtilaf konusunun her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de bir davanın ticari dava olarak görülebilmesi için TTK.nın 4.maddesi uyarınca her iki tarafın tacir olması gerekir. Davacı ve davalı kooperatiflerin tacir olmadığı ve uyuşmazlığın Kooperatifler Kanunu’ndan kaynaklanmadığı görülmektedir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan muarazanın önlenmesi talebidir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 6098 sayılı TBK"nın 434 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri de Asliye Hukuk Mahkemesidir.
    O halde uyuşmazlığın ... ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün re’sen BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 31.01.2019 tarihinde oy çokluğu karar verildi.

    (Muhalif)


    - MUHALEFET ŞERHİ -
    Ticaret mahkemelerinin görevi TTK"nın 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir." denilmiştir.
    Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK"nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmelidir. Ticari davalar kendi aralarında, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Mutlak ticari davalarda tarafların sıfatlarına ve dava konusunun ticari işletme ile ilgili olup olmadığına bakılmazken Kanun o davayı ticari dava olarak tanımladığı için ticari dava sayılır. Mutlak ticari davalar, TTK"nın 4/1/a-f bentleri arasında sayıldığı gibi, Kooperatifler Kanunu (m.99), ... ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m. 31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiştir. Buna karşılık tarafları tacir olan ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olan davalara ise nispi ticari dava denir. Yani bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari ... niteliğinde olması veya ticari ... karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari ... sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
    Öte yandan Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesi tüzel kişi taciri; ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten ..., dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar olarak tarif etmiştir.
    6102 sayılı TTK"nın 16/1. maddesinde de bütün ticari şirketler tacir olarak sayılmış, 124/1. maddesinde de ise ticari şirketler; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketler olarak saymıştır. Görüldüğü üzere, Kooperatifler Kanunu yürürlükte olmasına karşın yeni TTK"nda da kooperatiflerin ticaret şirketi olduğu açık bir biçimde hüküm altına alınmıştır. Kanun koyucu yeni TTK"nda kooperatifleri ticaret şirketleri arasında saymanın yanında, Kooperatifler Kanunu"nun 1. maddesinde "ortaklık" olarak ifade edilen kooperatiflerin "Ticari nitelikte bir ortaklık" olup olmadığı konusunda gerek doktrin gerekse yargısal kararlarda süregelen tartışmalar karşısında iradesini de 6102 Sayılı TTK"nın 124. maddesinin gerekçesinde net bir şekilde açıklamıştır. Anılan madde gerekçesinde "kooperatif şirket" ibaresi ile ilgili tartışmanın 2004 yılında çıkarılan 5146 Sayılı Kanun"la son bulduğu, çünkü anılan Kanunun kooperatifin şirket olduğunu belirttiği, gerçi Kanunun 1. maddesinde kooperatifin şirket olduğu ifade edilmekte ise de ticaret şirketi olup olmadığını açıkta bıraktığı, bu boşluk dolayısıyla bir tartışma başlatılabilir ve kooperatifin ticaret şirketi olmadığı teorik olarak ileri sürülebilir ve 124. maddenin kooperatifi ticaret şirketi olarak .../..
    kabul etmesi eleştirilebilirse de böyle bir tartışmanın kooperatif şirketin niteliği tartışmasını davet edeceği belirtilerek "...Anılan şirket adi şirket olamayacağına göre Türk hukukunda üç çeşit şirket ortaya çıkmış olur. Kooperatif şirkete uygulanacak hükümler sorunu da diğer sorunların ortaya çıkmasına sebep olur. Tasarı, tüm bu çözümün güç sorunları ortadan kaldırmak amacıyla kooperatifin ticaret şirketi olduğunu hükme bağlamıştır." demek suretiyle kooperatiflerin ticaret şirketi olduğunu vurgulamıştır. Kanun koyucunun kooperatifi ticaret şirketi, dolayısıyla tacir sayma iradesinin varlığı oldukça açıktır.
    Yeni Türk Ticaret Kanunu bakımından da ticaret şirketleri arasında sayılan kooperatiflerle ilgili ana düzenleme şüphesiz ki 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’dur. Bu Kanunun 3. maddesinde kooperatif ve şubelerinin ticaret siciline tescil olunacağı, 7. maddesinde kooperatifin ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanacağı, 98. maddesinde de bu Kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda TTK’daki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle TTK"nın özellikle anonim şirketlere ilişkin hükümleri ile 1163 Sayılı Kanun"a aykırı olmayan birleşme, bölünme ve tür değiştirmeye ilişkin hükümlerinin kooperatiflere uygulanacağı ve kooperatiflerin de defter tutmak zorunda olduğu açıktır. Ayrıca Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesinde tarafı olduğu hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlendiği gibi 2004 sayılı ... ve İflas Kanunu"nun 179. maddesindeki düzenleme uyarınca kooperatiflerin iflasa tabi oldukları da gözden kaçırılmamalıdır.
    Tüm bu yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin ticaret şirketi ve tacir olduğu açıkça ortadadır. Kooperatiflerin tek amacı kâr elde etmek değilse de ortaklarının ekonomik menfaatlerini geliştirmeyi amaçlayan birer ticari ortaklık olduğu açıktır. Kooperatiflerin kârlılık ilkesini büsbütün bir kenara bıraktıkları da söylenemez, aksi takdirde varlıklarını sürdürmeleri mümkün değildir. Kârın ortaklar arasında paylaşılıp paylaşılmaması da kooperatifin amacının ekonomik olmadığını göstermez. Kooperatif şirketinin TTK"nın 124. maddesinde şahıs ve sermaye şirketleri arasında gösterilmemiş olması da Kanunun açık lafzı karşısında kooperatifin ticaret şirketinin sayılmasına engel değildir. Öte yandan 07.11.1945 günlü ve 1944/8 Esas 1945/14 Karar sayılı ... İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu Kararında da kooperatif şirketleri, ortaklarının sıfatı ve işlemlerinin niteliği ne olursa olsun ticaret şirketi kabul edildiğinin de gözden uzak tutulmaması gerekir.
    Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK"nın 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında ..."ca re"sen dikkate alınması gerekir.
    Diğer yandan TTK"nın 19. maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak gerçek kişi olan bir tacir işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesi ile ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari ... niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari ... sayılır." hükmü yer almaktadır.
    Somut olayda, davacı Kooperatif olup yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere tacir sayılmaktadır. Diğer davalı ... Bir İnş. Taah. Turiz Ltd.Şti.nin tüzel kişi tacir olduğu konusunda herhangi bir kuşku ve duraksama söz konusu değildir. TTK"nın 19. maddesi hükmü gözetildiğinde bu yönü itibariyle dahi uyuşmazlığın ticari nitelikte olduğu konusunda tereddüt etmemek gerekir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup tüzel kişi tacirin tüm işleri ticari nitelikte .../...
    olduğundan ister arsa sahibi olsun ister kat karşılığı işin yapımını üstlenen yüklenici konumunda olsun yaptığı ... ticari işletmesi ile ilgilidir. Zira arsa sahibi dahi olsa taşınmazlar şirket mal varlığının duran varlıklar kapsamında aktif olarak bilançosunda yer alan ticari işletmeye dahi olan bir mal varlığıdır. Kooperatifin yüklenici olması durumunda ise zaten yapımını üstlendiği daireleri satmak suretiyle ticari işletmeye kar sağlama amacı güttüğünden inşaat ve imalat yapım işlerinin ticari işletme ile ilgili olduğu konusunda bir kuşku ve duraksama söz konusu değildir.
    Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere uyuşmazlığın hem ticari nitelikte olması hem de davacı ve davalı kooperatif ile diğer davalı limited şirketin ticaret şirketi ve tacir sıfatını taşıması nedeniyle, 6102 Sayılı TTK"nın 4/1. maddesi gereğince "her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davaların ticari dava " olduğu, aynı yasanın 5/1. maddesi gereğince "ticari davalara değerine bakılmaksızın ticaret mahkemesinde bakılacağı" sonucuna varılmakla en son uyuşmazlıkta ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin ... ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan onanması gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi