6. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/49 Karar No: 2016/629 Karar Tarihi: 08.02.2016
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2016/49 Esas 2016/629 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2016/49 E. , 2016/629 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükme dayanak yapılan 01.08.2008 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralanan halı saha olarak gösterilmiş parsel numarası belirtilmemiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde ... mahallesinde kain 939 ada 17 parselden davalının tahliyesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek davalının 939 ada 17 parselden tahliyesine karar verilmiş, bu karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 16.09.2013 tarih ve 2013/10168-12300 E.K sayılı ilamı ile onanmış karar düzeltme istemi de 14.05.2014 tarihinde reddedilerek hüküm kesinleşmiştir. Davacı vekili 22.09.2014 tarihli dilekçesi ile tapu kayıtlarında değişme olması nedeniyle kararda sehven taşınmazın parsel numarası 15 yazılması gerekirken 17 olarak yazıldığını bu durumun ilamın infazı sırasında ortaya çıktığını belirterek, tahliyesine karar verilen taşınmazın parsel numarasının kararda 15 parsel olarak tavzihen düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda tavzih talebinin kabulü ile 07.03.2013 tarih, 2013/1027 esas ve 2013/340 karar sayılı ilamının hüküm bölümünün 1 nolu bendinin “"davanın kabulü ile; davalının davaya konu... Mahallesinde bulunan ve kira sözleşmesinde halı saha işletmesi olarak belirtilen yerin bilirkişiler ... tarafından düzenlenen rapor ve krokinin A, B ve C harfi ile işaretli 17 parsel ve 15 parsel üzerine isabet eden yerden tahliyesine, bu krokide belirtilen ve 15-17 parsel üzerine isabet eden yerin boş olarak davacıya teslimine," şeklinde tavzihine, karar verilmiştir”. HMK. 305 maddesinde “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut bir birine aykırı fıkralar içeriyorsa icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanması veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz. genişletilemez ve değiştirilemez” hükmüne yer verilmiştir. Uyuşmazlık: Önceden verilip kesinleşen hükmün tavzihine ilişkindir. Ne var ki tavzih bir hükmün anlaşılamayacak biçimde bulunması veya açıklıkla anlaşılamaz ve çelişik fıkralar taşıması durumunda, hükümdeki gerçek anlamı meydana çıkarmak amacıyla başvurulan yasal bir yoldur. Hükmün açıklanması (tavzihi) yoluyla HMK 305/2 (HUMK 455) maddesi gereğince kesinleşmiş hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. O nedenle ileri sürülen isteğin hükme yeni bir unsur ilave edilmesi niteliğinde olduğu ve bunun da tavzih yoluyla karşılanmasına yasal olanak bulunmadığı gözetilerek tavzih isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda değenilen ilkeler dikkate alınmadan yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.