Esas No: 2018/3961
Karar No: 2018/11423
Karar Tarihi: 10.05.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/3961 Esas 2018/11423 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin altı arkadaşı ile birlikte 09.05.2014 tarihinde fazla çalışma, hafta tatili gibi alacaklarının ödenmesi için dilekçe verdiklerini, davalının alacaklarını ödemediği gibi bu tarihten sonra davacı ve arkadaşlarına hakaret ettiği ve mobbing uyguladığını, tüm baskılara rağmen alacaklarını talep etmeleri üzerine şirket yöneticisinin 14.06.2014 tarihinde davacı ve arkadaşlarının sözleşmelerini feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı ve beş arkadaşının 15.06.2014 tarihinde sabah işyerine gelip kahvaltı yaptıktan sonra yüklenen hazır betonu sipariş yerlerine götürmeleri gerekirken maaş zammı talep ettiklerini, ay başından itibaren zam yapılacağının bildirilmesinden sonra işyerini terk ettiklerini, araçlardaki hazır betonun sipariş yerine zamanında ulaştırılamaması nedeni ile 25.000 TL zarar oluştuğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuşur.
Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı ve davalı arasındaki uyuşmazlık davacı işçinin fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı konusundadır.
Fazla çalışma yaptığını, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, bu çalışmaların yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışması olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücreti alacakları, davacı tanıklarının beyanları ve takograf kayıtlarına göre, tüm hafta tatilleri ve milli bayramlarda çalışıldığı, haftada yirmibir saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilerek hesaplanmıştır. Ancak davacı tanıklarının işverene karşı açtıkları aynı nitelikte davaları bulunmaktadır. Bu sebeple, menfaat birlikteliği bulunan tanıkların beyanlarına göre karar verilmesi isabetli olmamıştır. Takograf kayıtları, davacının işyerine giriş çıkış saatlerini gösteren çizelgeler ve davalı tanıklarının anlatımları bir bütün olarak değerlendirilerek anılan alacak kalemleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı ve davalı arasındaki diğer uyuşmazlık davacının çalışma süresi konusundadır.
Dosya içeriğine göre, tazminat ve alacaklar davacının 01.08.2009-14.06.2014 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz çalıştığı kabul edilerek hesaplanmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında anılan dönemde davacının farklı işyerlerinden sigorta giriş çıkışlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Talep konusu dönemdeki tüm sigortalı çalışmalarının davalı bünyesinde geçip geçmediği açıklığa kavuşturulmadan karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.05.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.