4. Ceza Dairesi 2020/18595 E. , 2020/14973 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1-2, 43/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.240,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/11/2017 tarihli ve 2017/1016 esas, 2017/1669 sayılı kararının 26/12/2017 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 14/09/2017 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1-2, 43/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.240,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/06/2019 tarihli ve 2019/739 esas, 2019/1251 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Kanun’un 231/11. maddesinde yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar…” şeklinde düzenleme dikkate alındığında, somut olayda Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesince 20/06/2019 tarihli kararda, sanığın denetim süresi içinde suç işlediğinden bahisle yapılan ihbar üzerine, daha önce açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/11/2017 tarihli ve 2017/1016 esas, 2017/1669 sayılı kararının kesinleşme tarihinin 26/12/2017 olduğu, sanığın denetim süresi içinde işlediği kabul edilen İstanbul Anadolu 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/11/2018 tarihli ve 2018/480 esas, 2018/687 sayılı kararına konu suçun işlendiği tarihin ise 14/09/2017 olduğu dikkate alındığında, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar kesinleşmeden ve dolayısıyla denetim süresi başlamadan önce işlenen suç nedeniyle 5271 sayılı Kanun’un 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden, hükmün açıklanarak yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,
Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.
Ayrıca, 5271 sayılı CMK’nın “hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlığını taşıyan 231. maddesinin 8. fıkrasında; "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur. (Ek cümle: 18/06/2014-6545 S.K./72. md) Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez. ...” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen kanuni düzenlemeye göre; hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık, 5 yıl süreyle denetime tabi tutulacak ve bu süre içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi halinde yapılacak yargılamada mahkumiyetine karar verildiği takdirde bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecektir.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasına karar verildiği görülmektedir.
Ancak denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlendiği ihbarında bulunan İstanbul Anadolu 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/480 Esas ve 2018/687 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, suç tarihinin 14.09.2017 olduğunun görüldüğü, Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/11/2017 tarihli ve 2017/1016 Esas, 2017/1669 Karar sayılı dosyasında denetim süresinin başlangıcının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleştiği 26/12/2017 tarihi olduğu, dolayısıyla ihbara konu suçun, Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/11/2017 tarihli ve 2017/1016 Esas, 2017/1669 sayılı Karar dosyasında verilen denetim süresi henüz başlamadan gerçekleştiği gözetilmeden, CMK’nın 231/11. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılarak hükmün açıklanması hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Eskişehir 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/06/2019 tarihli ve 2019/739 esas, 2019/1251 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA;
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 04/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.