14. Ceza Dairesi 2016/2852 E. , 2016/8513 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun basit cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkûmiyet
İlk derece mahkemesince verilip kısmen re"sen de temyize tabi hükümlerin sanıklar ve müdafileri tarafından temyiz edilmesi ve sanıklar ile sanık ... müdafiince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, 07.12.2016 Çarşamba saat 09:30"a duruşma günü verilerek sanıklar müdafilerine çağrı kâğıdı gönderilmişti.
Belli günde Hakimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından... hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine sanık ... müdafilerinin gelmediği, ayrıca bir talepte de bulunmadığı, anlaşılmakla Yargıtay Cumhuriyet Savcısının uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde sanık ... yönünden DURUŞMASIZ inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilmekle duruşmaya devam olundu.
Sanık ... müdafiin istifa ettiği, bu durumun sanık ..."e bildirildiği, kendisine avukat tutup tutmayacağı, avukat tutacak durumda değil ise Ankara Barosundan avukat görevlendirilmesi yoluna gidileceğinin bildirildiği, ancak sanığın kendisine avukat tutmadığı anlaşılmakla;
Suç vasfı ve ceza miktarı nazara alındığında 5271 sayılı CMK"nın 150/3. maddesi gereği kendisine müdafii tayini zorunlu olduğundan, Yargıtay Cumhuriyet Savcısının istemine uygun olarak CMK"nın 156. maddesi uyarınca sanık ... için Ankara Barosundan zorunlu müdafii görevlendirilmesi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, duruşmanın 07.12.2016 saat 09:30"a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde Hakimler Kurulu duruşma salonunda toplanarak Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ... hazır olduğu halde oturum açıldı.
Yapılan tebligat üzerine Ankara barosundan görevlendirilerek sanık ... adına gelen Av. ... huzura alınarak duruşmaya başlandı.
Duruşma isteğinin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldıktan sonra uygun görülen talep ve mütalaa dairesinde sanık ... hakkında DURUŞMALI inceleme yapılmasına oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra işin açıklanmasına dair raportör üye tarafından düzenlenen rapor okundu.
Raportör üye rapora ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirdi.
Sanık müdafii temyiz layihasını açıklayarak savunmada bulunup müvekkili hakkındaki hükmün BOZULMASINI istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tebliğname içeriğini tekrar etti.
Son sözü sorulan sanık müdafii savunmasına ilave edecek bir cihet bulunmadığını bildirmekle dosya incelenerek karar verilip tefhim olunmak üzere duruşmanın 21.12.2016 Çarşamba günü saat 09:30"a bırakılmasına oybirliğiyle karar verildi.
Belli günde oturum açıldı. Dava evrakı incelenerek gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
Sanıklar haklarında 5237 sayılı TCK"nın 226/3. maddesinde düzenlenen müstehcenlik suçundan zamanaşımı süresi içerisinde dava açılması mümkün görülmüştür.
Sanık ..."nin eylemini öz kızına karşı velayet hakkını kötüye kullanarak gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53/5. maddesi gereğince cezasının infazından sonra işlemek üzere hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar velayet hakkının kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükümlerden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların ve 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 13. maddesi ile TCK"nın 103. maddesinin yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur," hükmü gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi ve 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 20.11.2007 gün ve 2007/5-142 Esas, 2007/240 sayılı Kararında belirtildiği üzere sanık ..."ın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde zincirleme biçimde gerçekleşen eylemleri nedeniyle uygulamanın TCK"nın 61. maddesinde yer alan sıralama da dikkate alınarak 103/1, 103/3. maddeleri uyarınca verilecek cezaya 43. maddenin uygulanması sonucu bulunacak arttırım miktarının, 103/6. madde gereğince belirlenecek cezaya ilave edilmesi suretiyle yapılması gerekirken, buna uyulmayarak TCK"nın 103/1, 103/3, 103/6, 43/1, 62. maddelerinin sırayla tatbiki suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları ile sanık ... müdafiin duruşmalı inceleme sırasındaki sözlü savunması bu itibarla yerinde görüldüğünden, kısmen re"sen de temyize tabi hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 15.12.2016 tarihinde verilen işbu karar 21.12.2016 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcılarından ... hazır olduğu halde sanık müdafiin gıyabında tefhim olundu.