16. Hukuk Dairesi 2016/57 E. , 2018/5006 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:KADASTRO MAHKEMESİ
DAVATÜRÜ: KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "nizalı taşınmazın öncesinin ...’a ait olduğu ve 19.10.1976 tarihinde yapılan sözleşme ile paylaşmaya konu edildiği tarafların kabulünde olup, uyuşmazlığın, 19.10.1976 tarihinden kadastro tespitinin yapıldığı 21.12.2006 tarihine kadar temyize konu taşınmaz bölümü üzerinde zilyetliğin kimin tarafından sürdürüldüğü noktasında olduğu, bu konuda yapılan araştırmanın ise yeterli olmadığı belirtilerek, tespit edilecek 3 yerel bilirkişi, tespit bilirkişilerinin tümü ve davalılar tarafından yargılama sırasında tanık olarak bildirilen ...’in katılımı ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılması, temyize konu taşınmaz bölümünün ne zamandan beri kimin zilyetliğinde olduğu, ne şekilde kullandığı, kadastro tespit gününe kadar kim yararına 3402 sayılı Yasa"nın 14. madde koşullarının gerçekleştiğinin tespit edilmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 155 ada 15 parsel sayılı taşınmazla ilgili komisyon kararının iptaline, uzman fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 70,26 metrekare kısmın ifrazına, 115 adanın son parsel numarası verilerek davacılar ...ve ... adına, 155 ada 15 parselin 2.427,56 metrekare olarak ..., ..., ... adına tesciline, taşınmaz üzerindeki evin 1/3 hissesinin davacılar ... ve ...’e, 2/3 hissesinin davalılar ..., ..., ... ve ...’e ait olduğunun beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ... ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemelerce tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın birbiriyle uyumlu olması zorunludur. Bu zorunluluk; açık, adil ve güvenli yargılanma ilkelerinin gereğidir. Mahkeme tefhim edilen kısa kararında dava konusu 155 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 02.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 70,26 metrekare kısmın ifrazı sonrasında kalan 2.427,56 metrekare kısmın tarla ve fındık bahçesi vasfı ile tamamı 8 hisse kabul edilerek 2 hissesinin ..., 3 hissesinin ... ve 3 hissesinin ... adına tapuya kayıt ve tesciline dair hüküm kurulduğu halde, gerekçeli kararın gerekçe bölümünde 155 ada 15 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesinin ... mirasçılarına, 1/2 hissesinin ... adına yazılması gerekirken hüküm kısmında sehven ... hissesinin yazılmadığının tespit edildiğini, ... hissesinin karar altında düzeltme şerhi yapılıp, hükmün 4. fıkrasına eklenerek taşınmazın 16 hisse kabul edilerek 2 hissesinin ..., 3 hissesinin ..., 3 hissesinin ... ve 8 hissenin ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Kısa kararın gerekçeli karara aykırı olması, mahkemelere olan güveni zedeleyebileceği gibi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 298/2. maddesine de aykırılık oluşturmaktadır. Bu durum; 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da bozma nedeni olup, davacılar vekili ve davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 24.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.